- Katılım
- 19 Mart 2014
- Mesajlar
- 2.179
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
Herkese hayırlı bayramlar... Elimizden geldiğince , yaşlıları , çocukları ve hastaları sevindirelim... Sevabı bol olan Arefe günü ibadetlerimizi inşallah yerine getirelim..
Bayram ve arefe günü hakkında kısa bilgi :
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
Allâh katında Arefe gününden daha fazîletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde Allâhü Teâlâ rahmeti ile dünyâ semâsına tecellî eder, yer halkı ile gökteki meleklere karşı iftihar edip şöyle buyurur:
Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde uzak yoldan terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette rahmetimi ümid ederek bana geldiler. Kullarımın cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları en çok Arefe gününde olur.
Şeytan Arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görülmemiştir. Bu, Arefe gününde Allâhın rahmetinin inmesinden ve Allâhın günâhları bağışlamasındandır.
Bir de Bedir Muhârebesinde böyle görülmüştür. Çünkü şeytan o zaman, Cebrâil Aleyhisselamı (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü.
Kim ki Arefe gününde Allâhtan dünyâ ve âhirete âit bir ihtiyacını isterse, Hz. Allah onu verir.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Arefe günü akşamı ümmeti için duâ ettiler. Allâhü Teâlâ duâsını kabul edip:
Zulmederek başkasının hakkını alanlar hâriç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlumun hakkını zâlimden alıcıyım. buyurdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
Yâ Rabbi! Dilersen mazluma cennetini verir, zâlimi de mağfiret edersin diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) duâsını Müzdelifede tekrar ettiler. Orada,
İstediğin verildi buyuruldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) güldü. Onun güldüğünü gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r.anhümâ) sebebini sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
Allâhın düşmanı İblis duâmın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olduğunu öğrenince gâyet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce güldüm. buyurdular. (el-Gunye, 2/56-59.)
Bayram namazının her iki rekatindeki üçer adet fazla tekbirlere zevâid tekbirleri denir. Vâcip olan bu tekbirler, birinci rekatte kırâatten önce, ikinci rekatte kırâatten sonra alınır.
Bayram namazı şöyle kılınır:
Niyet ettim Allah rızası için bayram namazı kılmaya, uydum imama diye kalben niyet edip Allâhü Ekber diyerek iftitâh tekbiri alın-dıktan sonra eller bağlanır ve Sübhânekeden sonra imâm sesli, cemâat sessiz Allâhü ekber diyerek ellerini kulaklarına kaldırır ve yanlara salınır; yine eller kaldırılarak ikinci tekbir alır ve eller yanlara salınır; üçüncü tekbir alınınca eller bağlanır. İmam açıktan Fâtiha ve bir sûre veya üç âyet okur, cemâat dinler. Rükû ve secdeden sonra da ikinci rekate kalkılır.
İkinci rekatte imâm önce Fâtiha sonra bir sûre veya üç âyet okur ve birinci rekatin başında alınan tekbirler bu kez kırâatın sonunda üç defa alınır ve eller hep yanlara salınır, Dördüncü tekbir ile rükûa gidilir, namaz tamamlanır.
AREFE VE BAYRAM GECELERİ NE YAPMALI?
Arefe ve bayram geceleri mümkünse Hatm-i Enbiyâ, Hatm-i İstiğfâr yapılır ve Tesbîh Namazı kılınır.
Bayram ve arefe günü hakkında kısa bilgi :
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular:
Allâh katında Arefe gününden daha fazîletli hiçbir gün yoktur. Arefe gününde Allâhü Teâlâ rahmeti ile dünyâ semâsına tecellî eder, yer halkı ile gökteki meleklere karşı iftihar edip şöyle buyurur:
Kullarıma bakınız. Azâbımı görmedikleri hâlde uzak yoldan terli ve toz toprak içerisinde, saçları dağınık bir vaziyette rahmetimi ümid ederek bana geldiler. Kullarımın cehennem azâbından kurtulup bağışlanmaları en çok Arefe gününde olur.
Şeytan Arefe gününden başka hiçbir günde daha zelîl, daha hakîr, daha küçük ve daha öfkeli görülmemiştir. Bu, Arefe gününde Allâhın rahmetinin inmesinden ve Allâhın günâhları bağışlamasındandır.
Bir de Bedir Muhârebesinde böyle görülmüştür. Çünkü şeytan o zaman, Cebrâil Aleyhisselamı (düşmana karşı) melekleri saf yaparken görmüştü.
Kim ki Arefe gününde Allâhtan dünyâ ve âhirete âit bir ihtiyacını isterse, Hz. Allah onu verir.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Arefe günü akşamı ümmeti için duâ ettiler. Allâhü Teâlâ duâsını kabul edip:
Zulmederek başkasının hakkını alanlar hâriç bütün ümmetin affedildi. Muhakkak ben, mazlumun hakkını zâlimden alıcıyım. buyurdu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
Yâ Rabbi! Dilersen mazluma cennetini verir, zâlimi de mağfiret edersin diye ilticâ ettiler. Arefe akşamı buna cevap verilmedi. Sabah olunca Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) duâsını Müzdelifede tekrar ettiler. Orada,
İstediğin verildi buyuruldu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) güldü. Onun güldüğünü gören Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer (r.anhümâ) sebebini sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
Allâhın düşmanı İblis duâmın kabul edildiğini ve ümmetimin mağfiret olduğunu öğrenince gâyet perişan bir vaziyette yerden toprak alıp başına saçıyordu. Onu böyle görünce güldüm. buyurdular. (el-Gunye, 2/56-59.)
Bayram namazının her iki rekatindeki üçer adet fazla tekbirlere zevâid tekbirleri denir. Vâcip olan bu tekbirler, birinci rekatte kırâatten önce, ikinci rekatte kırâatten sonra alınır.
Bayram namazı şöyle kılınır:
Niyet ettim Allah rızası için bayram namazı kılmaya, uydum imama diye kalben niyet edip Allâhü Ekber diyerek iftitâh tekbiri alın-dıktan sonra eller bağlanır ve Sübhânekeden sonra imâm sesli, cemâat sessiz Allâhü ekber diyerek ellerini kulaklarına kaldırır ve yanlara salınır; yine eller kaldırılarak ikinci tekbir alır ve eller yanlara salınır; üçüncü tekbir alınınca eller bağlanır. İmam açıktan Fâtiha ve bir sûre veya üç âyet okur, cemâat dinler. Rükû ve secdeden sonra da ikinci rekate kalkılır.
İkinci rekatte imâm önce Fâtiha sonra bir sûre veya üç âyet okur ve birinci rekatin başında alınan tekbirler bu kez kırâatın sonunda üç defa alınır ve eller hep yanlara salınır, Dördüncü tekbir ile rükûa gidilir, namaz tamamlanır.
AREFE VE BAYRAM GECELERİ NE YAPMALI?
Arefe ve bayram geceleri mümkünse Hatm-i Enbiyâ, Hatm-i İstiğfâr yapılır ve Tesbîh Namazı kılınır.