Merhaba arkadaşlar, normalde siyasete girmeyi pek sevmem ancak bunları belli medya kuruluşları hariç hiçbir yerde göremeyecek okuyamayacaksınız o yüzden yazmak istedim. Lütfen yorumlarınızı seçerek yazın siyasi tartışma çıkartacak yorumlarda bulunmayalım.
Bildiğiniz üzere geçen gün Hidayet karaca ve cemaat suçlamasıyla beraberinde alınan 63 polis için tahliye kararı 32. Asliye Ceza Mahkemesinden tahliye kararı çıktı. Ancak bazı sebepler öne sürülerek nöbetçi savcı tarafından onaylanmadı ve hakim kararı reddedildi.
Dün avukatlar savcıyla görüştüler avukatların yaptığı basın açıklaması:
https://www.youtube.com/watch?v=gLnqTitJqGw
Bugün sabah tahliye kararını veren hakim görevinden alındı.
Ve biraz önce tekrar 32 . Asliye Ceza Mahkemesi, tahliye kararında ısrar etti. Savcılığın gönderdiği dosyayı Tahliye kararları yerine getirilsin diyerek infaz savcılığına geri gönderdi.
Peki sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz bu ülkede adaleti kim belirliyor?
Çeşitli illerdeki baro başkanlarının konu ile ilgili görüşleri:
Av. Gültekin Uzunalioğlu / Giresun Barosu Başkanı:
"Türkiye'de yargının düştüğü durumu gösterir bir kara mizah örneği.
Bu yargıya vatandaş nasıl güvensin.
Yargının tarafsız ve bağımsız olması gerekir. Ancak kararlara bakınca yargının tarafsız ve bağımsız olmadığını ne yazık ki görüyoruz.
Bu yargıya nasıl güveneceğiz. Türkiyede artık kimsenin hukuk güvenliği kalmadığı gibi birçok kimsenin de yargıya güveni kalmamıştır."
Av. Nurşirevan Elçi / Şırnak Barosu Başkanı:
"32. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği karar yerinde bir karar değildir ama savcının tutması da doğru değildir. Çünkü CMUKda, savcının mahkeme hükmünü derhal yerine getireceği hükmü vardır. Bu sebeple hem mahkemenin onurunu düşünerek, hem de daha fazla yıpratmamak için savcılık tahliye kararlarını uygulayıp itiraz etmesi gerekiyor.
Türkiyede Cumhuriyetin kurulduğu günden beri her dönem her gelen iktidar yargıyla oynamıştır. Bu da ülke için büyük bir felakettir. Şu an demokratikleşme olmuyorsa, ileriye gitme olmuyorsa bu yargının tarafsız ve bağımsız hale getirilmemesiyle ilgilidir diye düşünüyorum."
Av. Ahmet Atam / Kütahya Barosu Başkanı :
"Yasa açıktır. Asliye Ceza Mahkemelerine yapılan ve 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği reddi hakim başvurusu CMK'nın bir emridir. CMK 27/2.Md.göre Sulh Ceza hakiminin reddi kararının Asliye Ceza Mahkemesinin bakacağı düzenlenmiştir. Önce 29. Asliye Ceza Mahkemesi Sulh Ceza Hakimliklerinin reddi talebini kabul ediyor ve tahliye taleplerini incelemek için, 32. Asliye Ceza mahkemesini görevlendiriyor. 32. Asliye Ceza mahkemesi de tahliye kararı veriyor. CMK 27 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılmış oluyor. CMK 30. maddeye göre red talebinin reddi kararlarına itiraz edilebilinirken, red talebinin kabulu kararlarına itiraz edilemiyor ve kesin nitelikteler."
Av. A. Melik Derindere / Amasya Barosu Başkanı :
"Yargı kararlarına uyulmaması suçtur. Türk Yargı sistemi görülmemiş bir kaotik dönemden geçmektedir. Bunun nedeni keyfilik ve yargıya siyasetin bulaşmış olmasıdır. Türk Yargıçları ne yazık ki bölünmüşlük yaşamakta bu da kaotik ortamı artırmaktadır. Tüm hakim ve savcılarımızı evrensel hukuk kurallarına ve Anayasamız ile teminat altına alınmış kuralları uygulamaya davet ediyorum."
Av. Alper Tunga Bacanlı / Antalya Barosu Başkanı:
"Son yapılan yasa değişikliği ile Sulh Ceza Mahkemeleri kaldırılmış, Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuştu. Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kararlarına yapılan itirazlara da Sulh Ceza Hakimlikleri bakmakta. Fakat reddi hakim ile ilgili değişiklik yapılmadığı için, CMK'nın yürürlükte olan ilgili maddelerine göre, reddi hakim itirazının Asliye Ceza Mahkemeleri'ne yapılması gerekmektedir.
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen reddi hakim kararı kesindir ve itirazı yoktur. Dolayısıyla Asliye Ceza Mahkemesi tarafsız olmadığını kabul etmediği bir mahkemeye dosyayı geri göndermesi beklenemez. Bu yönüyle verilmiş bir karar vardır. Ve bu karar uygulanmalıdır."
Av. Gökhan Bozkurt / Aydın Barosu Başkanı :
"Eğer bir mahkeme tahliye kararı vermişse, o kararın derhal yerine getirilmesi gerekir. Karar hukuksuz ise buna bakacak merciler değerlendirmesini yapar. Bu kararı veren hakimle ilgili gereği yapılır. Fakat tahliye kararının hemen yerine getirilmesi gereklidir. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar, Sulh Ceza Hakimi tarafından -bakın hakimi diyorum, mahkeme bile değil- yok hükmünde sayılamaz."
Av. Orhan Öngöz / Trabzon Barosu Başkanı :
"Bir mahkeme bir karar vermiş, bu kararı elbette ki devletin oradaki memuru yerine getirecektir, yazacaktır. Yani hakim kalkıp kendi kararını yazmak zorunda olabilir mi? Ya da bir müfettiş, her kim olursa olsun bu kararı yazmayın, bunu bekletin, bunu geciktirin diyebilir mi, böyle şey olur mu? O zaman mahkeme kararlarını uygulamayacaksak mahkemeleri komple kapatalım, bakanlığın kapısına mühür vuralım, bu işi çözmüş oluruz!. Olur mu öyle şey?
Av. Zafer Kazan / Sakarya Barosu Başkanı:
Biz "yargı yok" diyoruz bunlar "yetkili-yetkisiz Mah" diyor. Eğer kanun ne diyorsanız söyliyeyim CMK 27/2-4. Net...şimdi dağılabilirsiniz
Av. Ferit Atalay / Bolu Barosu Başkanı :
Pazar keyfimi kimsenin bozmasını istemem Ya... Öyle mi?..
MAHKEME KARARLARININ UYGULANMAMASI ARTIK ŞAŞIRTMIYOR MAHKEMELERIN ÜSTÜNDE HERŞEYİ BILEN GÖZETLEYEN KOSKOCA BIR GÖZ BÜYÜK BİRADER VAR.!!!!!!!!!! Kabile Devleti...
Av. Mengücek Gazi Çıtırık / Adana Barosu Başkanı :
"Hakimlik teminatına ve yargı kararlarına herkesin saygılı olması yasal ve anayasal bir zorunluluktur. TC Anyasasının 138. Maddesinde tanımlanan ilkelere herkesin uyması gerekir.Yargı an itibariyle çok feci bir baskı ve tehdit altındadır. Temel yasalarda torba yasalar içerisine sıkıştırılmış bir kaç maddelik değişikliklerin hukuk sistemine verdiği zararlar yaşanan bu olaylarla bir kez daha açığa çıkmıştır.Tabii yargıçlık ilkesi ile uyuşmayan ve Ceza Yargılama sistemimizle uyumlu olmayan Özel Yetkili Sulh Ceza Hakimlikleri derhal kapatılmalıdır."
Bildiğiniz üzere geçen gün Hidayet karaca ve cemaat suçlamasıyla beraberinde alınan 63 polis için tahliye kararı 32. Asliye Ceza Mahkemesinden tahliye kararı çıktı. Ancak bazı sebepler öne sürülerek nöbetçi savcı tarafından onaylanmadı ve hakim kararı reddedildi.
Dün avukatlar savcıyla görüştüler avukatların yaptığı basın açıklaması:
https://www.youtube.com/watch?v=gLnqTitJqGw
Bugün sabah tahliye kararını veren hakim görevinden alındı.
Ve biraz önce tekrar 32 . Asliye Ceza Mahkemesi, tahliye kararında ısrar etti. Savcılığın gönderdiği dosyayı Tahliye kararları yerine getirilsin diyerek infaz savcılığına geri gönderdi.
Peki sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz bu ülkede adaleti kim belirliyor?
Çeşitli illerdeki baro başkanlarının konu ile ilgili görüşleri:
Av. Gültekin Uzunalioğlu / Giresun Barosu Başkanı:
"Türkiye'de yargının düştüğü durumu gösterir bir kara mizah örneği.
Bu yargıya vatandaş nasıl güvensin.
Yargının tarafsız ve bağımsız olması gerekir. Ancak kararlara bakınca yargının tarafsız ve bağımsız olmadığını ne yazık ki görüyoruz.
Bu yargıya nasıl güveneceğiz. Türkiyede artık kimsenin hukuk güvenliği kalmadığı gibi birçok kimsenin de yargıya güveni kalmamıştır."
Av. Nurşirevan Elçi / Şırnak Barosu Başkanı:
"32. Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği karar yerinde bir karar değildir ama savcının tutması da doğru değildir. Çünkü CMUKda, savcının mahkeme hükmünü derhal yerine getireceği hükmü vardır. Bu sebeple hem mahkemenin onurunu düşünerek, hem de daha fazla yıpratmamak için savcılık tahliye kararlarını uygulayıp itiraz etmesi gerekiyor.
Türkiyede Cumhuriyetin kurulduğu günden beri her dönem her gelen iktidar yargıyla oynamıştır. Bu da ülke için büyük bir felakettir. Şu an demokratikleşme olmuyorsa, ileriye gitme olmuyorsa bu yargının tarafsız ve bağımsız hale getirilmemesiyle ilgilidir diye düşünüyorum."
Av. Ahmet Atam / Kütahya Barosu Başkanı :
"Yasa açıktır. Asliye Ceza Mahkemelerine yapılan ve 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği reddi hakim başvurusu CMK'nın bir emridir. CMK 27/2.Md.göre Sulh Ceza hakiminin reddi kararının Asliye Ceza Mahkemesinin bakacağı düzenlenmiştir. Önce 29. Asliye Ceza Mahkemesi Sulh Ceza Hakimliklerinin reddi talebini kabul ediyor ve tahliye taleplerini incelemek için, 32. Asliye Ceza mahkemesini görevlendiriyor. 32. Asliye Ceza mahkemesi de tahliye kararı veriyor. CMK 27 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılmış oluyor. CMK 30. maddeye göre red talebinin reddi kararlarına itiraz edilebilinirken, red talebinin kabulu kararlarına itiraz edilemiyor ve kesin nitelikteler."
Av. A. Melik Derindere / Amasya Barosu Başkanı :
"Yargı kararlarına uyulmaması suçtur. Türk Yargı sistemi görülmemiş bir kaotik dönemden geçmektedir. Bunun nedeni keyfilik ve yargıya siyasetin bulaşmış olmasıdır. Türk Yargıçları ne yazık ki bölünmüşlük yaşamakta bu da kaotik ortamı artırmaktadır. Tüm hakim ve savcılarımızı evrensel hukuk kurallarına ve Anayasamız ile teminat altına alınmış kuralları uygulamaya davet ediyorum."
Av. Alper Tunga Bacanlı / Antalya Barosu Başkanı:
"Son yapılan yasa değişikliği ile Sulh Ceza Mahkemeleri kaldırılmış, Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuştu. Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kararlarına yapılan itirazlara da Sulh Ceza Hakimlikleri bakmakta. Fakat reddi hakim ile ilgili değişiklik yapılmadığı için, CMK'nın yürürlükte olan ilgili maddelerine göre, reddi hakim itirazının Asliye Ceza Mahkemeleri'ne yapılması gerekmektedir.
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen reddi hakim kararı kesindir ve itirazı yoktur. Dolayısıyla Asliye Ceza Mahkemesi tarafsız olmadığını kabul etmediği bir mahkemeye dosyayı geri göndermesi beklenemez. Bu yönüyle verilmiş bir karar vardır. Ve bu karar uygulanmalıdır."
Av. Gökhan Bozkurt / Aydın Barosu Başkanı :
"Eğer bir mahkeme tahliye kararı vermişse, o kararın derhal yerine getirilmesi gerekir. Karar hukuksuz ise buna bakacak merciler değerlendirmesini yapar. Bu kararı veren hakimle ilgili gereği yapılır. Fakat tahliye kararının hemen yerine getirilmesi gereklidir. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karar, Sulh Ceza Hakimi tarafından -bakın hakimi diyorum, mahkeme bile değil- yok hükmünde sayılamaz."
Av. Orhan Öngöz / Trabzon Barosu Başkanı :
"Bir mahkeme bir karar vermiş, bu kararı elbette ki devletin oradaki memuru yerine getirecektir, yazacaktır. Yani hakim kalkıp kendi kararını yazmak zorunda olabilir mi? Ya da bir müfettiş, her kim olursa olsun bu kararı yazmayın, bunu bekletin, bunu geciktirin diyebilir mi, böyle şey olur mu? O zaman mahkeme kararlarını uygulamayacaksak mahkemeleri komple kapatalım, bakanlığın kapısına mühür vuralım, bu işi çözmüş oluruz!. Olur mu öyle şey?
Av. Zafer Kazan / Sakarya Barosu Başkanı:
Biz "yargı yok" diyoruz bunlar "yetkili-yetkisiz Mah" diyor. Eğer kanun ne diyorsanız söyliyeyim CMK 27/2-4. Net...şimdi dağılabilirsiniz
Av. Ferit Atalay / Bolu Barosu Başkanı :
Pazar keyfimi kimsenin bozmasını istemem Ya... Öyle mi?..
MAHKEME KARARLARININ UYGULANMAMASI ARTIK ŞAŞIRTMIYOR MAHKEMELERIN ÜSTÜNDE HERŞEYİ BILEN GÖZETLEYEN KOSKOCA BIR GÖZ BÜYÜK BİRADER VAR.!!!!!!!!!! Kabile Devleti...
Av. Mengücek Gazi Çıtırık / Adana Barosu Başkanı :
"Hakimlik teminatına ve yargı kararlarına herkesin saygılı olması yasal ve anayasal bir zorunluluktur. TC Anyasasının 138. Maddesinde tanımlanan ilkelere herkesin uyması gerekir.Yargı an itibariyle çok feci bir baskı ve tehdit altındadır. Temel yasalarda torba yasalar içerisine sıkıştırılmış bir kaç maddelik değişikliklerin hukuk sistemine verdiği zararlar yaşanan bu olaylarla bir kez daha açığa çıkmıştır.Tabii yargıçlık ilkesi ile uyuşmayan ve Ceza Yargılama sistemimizle uyumlu olmayan Özel Yetkili Sulh Ceza Hakimlikleri derhal kapatılmalıdır."