[MENTION=12550]thnx[/MENTION] siyaseti niye karıştırıyorsun herkes düşüncelerini yazıp geçiyor hazır ban yiyecen

söyleyecek çok şey var o söylenmesi gereken şeyleri herkes söylese siyasete girdiğinden ban yiyecek en iyisi bir şey yazmamak . Şuan bizim yapmamız gerek devleti vatanımızı kurtarmak . Allah yardımcımız olsun
Hocam asıl önemli olan şey de bu Türkiye Cumhuriyetinin %88-%90ı vatanını seviyor veya seviyor gözüküyor onu bilemeyeceğim değerler bunlar
Fakat
Bu şimdi altta vereceğim değerler bu ülkenin değerleri değilmiydi. ?
Şimdi ben en basitinden bir örnek vereyim Türk Telekom yani Adına bir bakın Allah aşkına
TÜRK telekom %30u sadece Türkiyeye ait.
%55i satıldı. %15 açık hisse
Yani eskiden bizim olan bir şey adına çalışırken millet daha iyi ücretlere, daha az mesai saatlerine şimdi ise başka bir firmanın köleliğini yapıyor bu insanlar
Sadece bu bir örnekti. İnsanlar sanıyorki iyi durumdayız. Bu ülkedeki her şey Farklı ülkere ait savaş olmadan burayı ele geçirdiler ve hükmediyorlar.
Vatan millet diyenler bu değerlerimiz hiç parasına satılırken neredeydi.
KAYNAK :
10 Yılda Teslim
TAKSAN
GERKONSAN
SEKA Afyon işletmesi
SEKA Balıkesir işletmesi
SEKA Çaycuma işletmesi
SEKA Kastamonu işletmesi
SEKA Aksu işletmesi
SEKA Taşucu Tersane Alanı
SEKA ya ait 4 taşınmaz
TZD Sakarya işletmesi
THY USAŞ
Sümer Holdinge Ait Merinos Halı Fabrikası
SÜMER HOLDİNG ERYAĞ
SÜMER HOLDİNG Adıyaman işletmesi
SÜMER HOLDİNG 117 adet taşınmaz
KBİ 103 arsa, 89 lojman
EBÜAŞ-MEYBUZ
EBÜAŞ 54 taşınmaz
TEKEL Kaya Tuzu İşletmesi
TEKEL 30 taşınmaz
ESGAZ
BURSAGAZ
İZGAZ
ETİ BAKIR
ETİ GÜMÜŞ
ETİ KROM
ETİ ELEKTROMETALURJİ A.Ş
Çayeli Bakır işletmeleri A.Ş
KBİ Samsun işletmesi
KBİ 65 adet taşınmaz
DiV-HAN A.Ş
Amasya Şeker Fabrikası
Kütahya Şeker Fabrikası
TÜMOSAN
SÜMER HOLDiNG Malatya işletmesi
SÜMER HOLDİNG Bakırköy işletmesi
SÜMER HOLDİNG Diyarbakır işletmesi
SÜMER HOLDİNG Çanakkale Deri işletmesi
SÜMER HOLDİNGE Ait 108 Adet Taşınmaz
SÜMER HOLDİNG Ortadoğu Teknopark A.Ş
SEKA Karacasu işletmesi
SEKA Ankara Alım Satım Binası Müdürlüğü
SEKA Ardanuç işletmesi Varlıkları
TÜGSAŞ
TÜGSAŞ Gemlik Gübre San. TAŞ
TÜGSAŞ-İGSAŞ HiSSELERi % 100
TÜGSAŞ Urfa Depoları arazisi
TÜGSAŞ 23 taşınmaz
İGSAŞ Kütahya Gübre Varlıkları
TEKEL Alkolü içkiler San. A.Ş
TEKEL 60 adet taşınmaz
TEKEL İnegöl Kibrit Fabrikası T.A.Ş
TEKEL Gemlik Sun.ip.Mües. T.A.Ş
TEKEL Tuzluca Tuzlası
TEKEL Sekili Tuzlası
EBÜAŞ Samsun Soğuk Hava Deposu
EBÜAŞ Manisa Kombinası
EBÜAŞ Manisa Arsası
EBÜAŞâa ait 101 adet Taşınmaz
TDİ ANKARA FERiBOTU
TDİ Samsun Feribotu
PETKİM 2adet taşınmaz
TEDAŞ 1 arsa, 1 adet trafo binası
TEDAŞ 1 adet taşınmaz
ATAKÖY Turizm A.Ş.
ATAKÖY Otelcilik A.Ş.
ATAKÖY Marina ve Yat işletmesi
SÜMER HOLDİNG Beykoz işletmesi
SÜMER HOLDİNG İstanbul İmar LTD.ŞTi
SÜMER HOLDİNG 2 adet Taşınmaz
TDİ Karadeniz Gemisi
TEKEL Kristal Tuz Rafinerisi
TEKEL Kağızman Tuzlası
TEKEL 49 adet taşınmaz
TÜPRAŞ 2 adet taşınmaz
TDİ 1 Adet Taşınmaz
SEKA 5 Adet taşınmaz
KÖY HiZMETLERi GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Tasfiye Edildi),
SSK Hastaneleri (Tasfiye Edildi)
SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)
SEKA Kocaeli Fabrikası ve arsası
Sümer Holding Sarıkamış İşletmesi
Sümer Holding Sivas Dokuma Fabrikası
Sümer Holding Manisa Pam. Men. A.Ş.
Sümer Holding Makine Ve Teçhizat
Sümer Holding 32 Adet Taşınmaz
TÜGSAŞ Samsun Gübre Sanayi A.Ş.
TEKEL 5 Adet Taşınmaz
Karayolları Araç Muayene istasyonları
DSİ ERCİYES Sosyal Tesisi
Bayındırlık Ve iskan Bakanlığı ERCİYES Sosyal Tesisi
Karayolları ERCiYES Sosyal Tesisi
TEKEL Sigara Fabrikaları
Sümer Holding Bergama Pamuk ipliği Fabrikası
TEKEL Sigara Fabrikalarına Ait Taşınmazlar
TEKEL Puro Fabrikaları
TEKEL Alkol işletmelerine Ait Taşınmazlar
Sümer Holding Tercan Ayakkabı işletmesi
TCDD Mersin Limanı
Adapazarı Şeker Fabrikası
Ereğli Demir Çelik Fabrikası
İskenderun Demir Çelik Fabrikası
Yarımca Porselen Fabrikası
Romanyadaki Silisli Sac Fabrikası
Divriği Demir Madeni
Hekimhan Demir Madeni
Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikası
BORÇELİK
TÜPRAŞ
PETKİM
TÜRK TELEKOM
KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI
TÜGSAŞ Toros Gübre Fabrikası
TÜGSAŞ Tekirdağ, Tarsus, Fatsa Depoları
Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
OYMAPINAR BARAJI
ETİ Alüminyuma Ait Madenler
Emekli Sandığı Ankara Emek işhanı
Emekli Sandığı İstanbul Hilton Oteli.
Boğaz Köprüleri ve Otoyolların Gelirleri.
SATILAN LİMANLAR
Ege Denizindeki Limanlarımız:
İzmir Limanı: 1 milyar 275 bin dolara, Hohn-Kong merkezli HutchisonWhampoa şirketine satıldı. Türkiyeânin en büyük konteyner ihracat limanı olan İzmir Alsancak limanından yılda ortalama 30-35 milyon T.L net gelir elde ediliyordu.
Kuşadası Limanı:2.7.2003 tarihinde 24 milyon 300 bin dolara Siyonist Sami Oferâe verildi.
Dikili Limanı: 20.11.2003 tarihinde 4 milyon 250 bin dolara Dikili Liman ve Turizm İşletmeleri A.Şâye satıldı.
Akdenizâdeki Limanlarımız:
İskenderun Limanı: 9.9.2005 tarihinde PSA-Tekfen ortaklığına satıldı ancak satış sonradan iptal edildi.
Mersin Limanı: 4.8.2005 tarihinde Singapur PSAâya satıldı. Eylül 2005âde satış iptal edildi.
Marmara Denizindeki Limanlar:
Zeytinburnu Limanı: Paravan şirketler aracılığıyla Siyonist Sami Oferâe satıldı.
Tekirdağ Limanı:104.923.599 dolara Akkök Şirketler Grubuna satıldı.
Bandırma Limanı:175 bin dolara çelebi OGGâye teslim edildi.(1)
Bunların dışında AKP öncesi iktidarlarca Marmaris, Antalya, Alanya, Sinop, Ordu, Giresun, Rize, Hopa limanları satılmıştı.
AKP döneminde daha sonra şu satışlar oldu:
Derince Limanı 2014 yılında Safi Katı Yakıt Şirketiâne 543 milyon dolara,
İskenderun limanı LimakA.Şâye 2010 yılında 372 milyon dolara,
Samsun Limanı 125.200.000.-ABD Doları bedelle Ceynak Lojistik ve Ticaret A.Ş.âne 31.03.2010 tarihinde 36 yıl süreyle işletilmek üzere devredilmiştir.
Trabzon Limanı 22.4 milyon dolar ile Albayrak Turizm A.Ş. verildi.
PEKİ HANGİ KURULUŞ KİME SATILDI, BİR DE BUNA BAKALIM:
Türk Telekom Araplar'a
Telsim İngilizler'e
Araç muayene işi Almanlar'a
Başak Sigorta Fransızlar'a
Adabank Kuveytliler'e
Avea Lübnanlılar'a
PetkimAzeriler'e
Tekel'in İçki Bölümü Amerikalılar'a
Tekel'in Sigara Bölümü ABD ve İngilizler'e
Finansbank Yunanlılar'a
OyakbankHollandalılar'a
Denizbank Belçikalılar'a
Türkiye Finans Kuveytliler'e
TEB Fransızlar'a
Cbankİsrailliler'e
MNG Bank Yunanlılar'a
Dışbank Hollandalılar'a
Şekerbank Kazaklar'a
Yapı Kredi'nin yarısı İtalyanlar'a
Turkcell'in yarısı Finliler ve Ruslar'a
Beymen'in yarısı ABD'lilere
Enerjisan'ın yarısı Avusturyalılar'a
Garanti'nin yarısı Amerikalılar'a
Eczacıbaşı İlaç Çekler'e
İzocam Fransızlar'a
Demir Döküm Almanlar'a
DöktaşFinliâye
POAŞ Avusturyalılar'a
Migros İngilizâe
TGRT (Fox) Amerikalıâya
SATILDI,
-Bebek mamasının %90âı yabancıların⦠GroupDanone ve Ülker HeroBaby, bu piyasanın en büyükleriâ¦
-Bira pazarının yarıya yakını yabancıların. 2 milyar dolarlık hacmi olan bu pazarı, Efes Pilsen, bir İsrail firması ile paylaşıyor.
-Sıvı yağlarda Suudi Arabistanâın SavolaGroup adlı firması başı çekiyor. Ayçiçek Yağı pazarının %40âına bu Suudi firması egemen. Yağ Sanayinde kurulu kapasitenin %65âi, pazarın da %80âi yabancıların elinde.
-Hazır kahvede belirleyici ve egemen olan Nestkafe, pazarın 2/3âü ondan soruluyor.
-Çikolatanın egemeni Ülker, şekerleme sektörünün devlerinden biri olan Kent Gıda ise Schweppsâe satıldı.
-Türkiyeânin fındık devi Oltan Gıda, , Nutella ve Kinderâin üreticisi İtalyan çikolata devi Ferrero Grubuâna satıldı. 2002 yılından bu yana fındıkta ihracat şampiyonu olan, son 500 büyük sanayi kuruluşu araştırmasında 55. sırada yer alan Oltan Gıdaânın Türkiyeânin en büyük fındık alıcısı olan Ferreroâya satılması dünya fındık ve çikolata piyasasında dengeleri değiştirdi.
-Gıda perakendeciliğinin dört büyük tekeli de yabancı. Carefoursa, Migros, Metro ve Tesco; Fransız, Alman ve İngiliz kökenli firmaların elindedir..
-Uluslararası firmalar Mintax, Tursil, Persil, Alo, Hacı Şâkir ve Omoâyu satın alarak deterjan piyasasını el geçirdiler.
-Süt Ürünleri piyasasını 6 büyük şirket denetliyor. Pınar, Ülker, Danone ilk üçteler, onları SEK, Yörsan ve 9Dimes izliyor.
-Makarna piyasasının %70âi üç büyük şirketin eline geçmiş, bunlar Ankara Makarnası, Piyale, Pastavilla(3)
Perakende piyasası⦠Bakkal sayısı hızla düşüyor ..âÜretme satâ politikası ve teşvikleri sonunda, şehirler ve şehir varoşları artık fabrika yerine AVM (alışveriş merkezi) dolmaktaydı.
Sat, ne satarsan sat, kimin malını satarsan satâ¦
Bu AVMâlerde çalışanların çoğu Üniversite bitirip iş bulamayan gençlerdi, sosyal güvencesi yoktu bunların çoğunun ve hiçbiri sendikalı değildi.
Bu son on yılda, Türkiyeânin kalkınmasında sürükleyici sektör olan ve milli sanayimiz diye övündüğümüz imalat sanayi de yabancı kontrolüne girdi. Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu (TÜİK)âin bu konudaki açıklaması aynen şöyledir :
âYabancı kontrolündeki üretimin yaklaşık %60âının yoğunlaştığı imalat sanayinde;
* Tütün ürünleri sanayinin 2007 yılında yüzde 69,0âı;
* Otomotiv sanayinin 2007 yılında %50,3âü;
* Elektronik sanayinin 2007 yılında %48,5âi yabancı kontrolündedir.(4)
Ülkenin iç ve dış borcu, tavan yapıyordu bu politikalar sonunda. Yani ülkenin nesi var nesi yoksa haraç mezat satılmış ve ülke insanın çoğu gırtlağına kadar borçlanmıştı. AKP devrinde Türkiye 498 milyar dolar borç faizi ödedi.
Ülkede, orta ve dar gelirli yurttaşların cebine en az 3-4 tane tefeci sokuldu! âKredi kartıâ adını taşıyordu bu tefeciler⦠Halkımız, kredi kartı açısından tam bir sarmala düşmüştü, debelendikçe batmaktaydı. 75 milyonluk ülkede 68 milyon adet bireysel kredi kartı vardı ve Türkiyeânin yüzde 70âinden fazlası borçluydu.
Alışveriş için değil, daha çok nakit ihtiyacı için kullanılıyordu bu kartlar ve birinin borcu, ötekilerden çekilerek kapatılma yoluna gidiliyordu. Bu yöntem sonucu, deniz bitiyor bir gün, icralık oluyordu milyonlarca yurttaş.
İslamcılık iddialarıyla iktidara gelenler ve İslam adına içki yasağı koyanlar, faizi kaldırmak şöyle dursun, Müslümanları borç batağına batırmışlardı.
2012 yılında bankaların kârları âkudurmuştuâ adeta. Sebebi, bu tefeci kartlar ve tüketici kredileri idi. %60âı yabancıların elinde olan bankalar, normal bankacılık faaliyeti yapmıyorlar artık tefecilik yapıyorlardı, halk kazanıyor, onlar yiyorlardı. 2012 yılının kurumlar vergisi rekortmenler dizelgesinin başlarını bankalar tutmuşlardı.
Yabancılar satılan bankaların listesini de verelim:
Oyakbank, Hollandaânın İNG Bankıâna,
Demirbank HSBCâye,
Dışbank Fortisâe,
Tekfenbank Yunan EFGâye,
Finansbank eski bir EOKA-B üyesi olan bir papazın ortak olduğu Yunan NBGâye,
TEB Fransız BNPâye,
Sitebank Yunan Novabankâa,
Denizbank Dexiaâya,
Şekerbank Kazak Banlı Turanâa
Adabank Kuveyt Finansâa,
C bank İsrail Bank Hapoalimâe,
Yapı Kredi Bankası Unicredito-Koçâa,
Garanti Bankasıânın yarı hissesi GE-Finansâa(5)
Ya belediyeler? Onlar durur mu, onlar da sattılar⦠Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, şehre doğalgaz veren İzgazâı Fransızlara sattı ve bu satışını büyük bir başarı olarak ilan etti. Böylece ne oldu biliyor musunuz? Daha önce yerelde iktidar olan CHP, Kocaeliânin suyunu Yuvacık Barajı yoluyla ve yap-işlet-devret yöntemiyle İngilizlere vermişti. Yani Kocaeliânin suyunu İngilizler, gazını Fransızlar vermekteydi artıkâ¦
Hükümet, bütün bunları doğal gelişmeler olarak takdim ediyor, yüksek faiz çıpalaması ve kaynağı belirsiz giren karanlık paralarla aşağıda tutmayı başardığı döviz kuru sayesinde sanal olarak yükselttiği fert başına milli gelirle, finans sektöründe, yani geniş kitleleri hiç ilgilendirmeyen faiz-döviz-borsa üçgenindeki büyüme rakamlarıyla övünüyor, avunuyor, avunduruyordu. Finans sektörünün başı çektiği büyümeyi ise, kalkınma gibi yutturuyordu bilmeyenlere.
Altyapı yatırımları yapılıyordu dış borçlarla⦠Otoyollar, duble yollar, yüksek hızlı tren yolları, büyün tüneller, barajlar ve akarsu haramisi HESâlerâ¦
Tam burada baskı üstüne baskı yapan bir kitaptan alıntılar yapalım ve bu dış borçlarla yapılan altyapı ve HES yatırımlarının gerçek yüzüne bakalım. Kitabın adı âBir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıâ, yazarı John Perkins. Yıllarca âMainâ adlı firmada bir ET, yani ekonomik tetikçi olarak çalışan ve ABDânin ekonomik çıkarları için projeler üretip bazı ülkelere bunları kabul ettiren Perkins, bu kirli iş ve ilişkilerin bir bölümünü şöyle açıklıyordu:
âBiz ETâlerin en iyi yaptığı şeylerden biridir bu: Küresel bir imparatorluk kurmak. Biz, diğer ulusları, (en büyük şirketlerimizi, hükümetimizi ve bankalarımızı yöneten) şirketokrasiye boyun eğmeye zorlayan koşulları yaratmak üzere, uluslararası finans kuruluşlarını kullanan seçkin bir grubuz ve mafyadaki muadillerimiz gibi âiyilikâ de yaparız. Bunlar genellikle altyapı (elektrik santralleri, otoyollar, limanlar, havaalanları, sanayi siteleri) yatırımları için verilen borçlar şeklindedir.(6) Bu tip borçların bir şartı da, tüm projelerin bizim mühendislik ve inşaat firmalarımız tarafından gerçekleştirilmesidir. İşin aslı, paranın çoğu ABDâyi terk etmez bile; sadece Washingtonâdaki bankalardan New York, Houston ya da San Franciskoâdaki mühendislik ofislerine aktarılır.
Paranın bu şekilde şirketokrasi üyesi işletmelere (yani alacaklı tarafa) neredeyse anında gelmesine karşın, borçlu ülke hem anaparayı hem de faizini son kuruşuna kadar ödemek zorundadır. Eğer bir ET gerçekten başarılıysa, verilen paranın miktarı o kadar yüksek olur ki borçlu ülke birkaç sene sonra ödemelerini yapamaz hale gelir. İşte o zaman biz, (tıpkı mafya gibi) diyetimizi isteriz. Bu da genellikle şunlardan birkaçını içerir: Birleşmiş Milletlerde alınacak bir kararda ülkenin vereceği oyun kontrolü, topraklarında askeri üsler kurulması, petrol ya da Panama Kanalı gibi değerli kaynaklara erişim. Bu arada borç yükümlülüğü tabii ki devam etmektedir ve kürsel imparatorluğumuza bir ülke daha eklenmiştir.â
Türkiye bu âKüresel İmparatorluğaâ ekli olmayı bırakınız, AKP sayesinde yapıştırılmıştır adeta.
Konut sektöründe de ilginç ve dikkati çeken işler olmaktaydı. Devletin elinde ne var ne yok haraç mezat satan AKP, konut sektöründe TOKİ adlı dev bir KİT yaratıp, binlerce şirket ve kooperatife rakip oluyordu. Ve bu TOKİ, doğrudan Başbakanâa bağlanıyordu. TOKİânin ihaleleri akla hayale gelmeyecek alavere ve dalaverelerle AKPâlilere veriliyordu. Cami ve şadırvanlardan bile vurgun vuruluyordu. Bunca yıl camileri halk yapmıştı, şimdi TOKİ yeni oluşturduğu apartmanların yanına cami ve şadırvan da yapıyordu. Fakat sanmayın ki hayır ve dini gayrettir, hayır.
AKP döneminde tarımda da ilginç gelişmeler oldu. Türkiye görmediklerini gördü. İthal etmediği tarım ürünü kalmamıştı ya, saman ithal edeceği kimsenin aklına gelmezdi, onu da eder hale geldi ülke. Hayvan ithal etti dünyanın dört yanından. Angus fıkraları anlatılır oldu. Türk köylüsü girdi ve çıktılar açısından tam anlamıyla esir düştü küresel çevrelere. Tohum, ilaç, gübre, sulama ve akaryakıt açısından hiçbir söz hakkı ve belirleyiciliği yoktu köylünün, satacağı ürünün fiyatında da söz sahibi değildi, kendi dışında oluşturulan sisteme eklemlenmekten başka çaresi yoktu. Köy Kanununu Atatürk kendi el yazısıyla yazmıştı, bir maddesinde âKöylerde yabancı uyruklulara toprak satılamazâ yazıyordu. Bunlar topraklarımızı da haraç-mezat satmaya başladılar. Bu satışlarda âkarşılıklılıkâ ilkesi bile gözetilmedi.(7)
Ya madenler⦠Onlar da, Ekonomik Tetikçi John Perkinsâin anlattığı biçimde, yabancılara paylandı⦠En başta da Bor, Boraks, Trona gibi stratejik önemdeki madenler⦠Maden kıyakları ve yağmasının ayrıntısını Orhan Özkayaânın kaleminden okuyalım:
âDünya bor rezervlerinin %72âsine sahip olan ülkemiz, bu madenlerini 1889 yılından bu yana sömüren Rio Tinto şirketine yeni imtiyazlar vererek yine devretmektedir. Bor üretiminden %7 oranında ve sadece hammaddesinden yararlanmaktayız. Ancak verilen imtiyazlarla bu olanak da elden gitmiş oluyor. Bu şirketin ruhsatlarını yalnızca Atatürk iptal etmiştir.
Rio Tintoânun ilettiği bor, boraks ve tuz yatakları, Balıkesir Susurluk, Bandırma, Balya, Sultançayırı civarındadır. Ankara Eryaman, Sincan, Güdül, Kazan, Beypazarı ve Eskişehir Sivrihisar yöresinde trona (doğal soda) ve bor maden sahaları bulunmaktadır. Bu alan yaklaşık 450-500 kilometrekare olup yaklaşık 1,5 Malta Adası büyüklüğündedir.
ABD, 130 yıldır ilettiği kendi bor rezervleri bitmekte olduğu için Türkiyeâdeki bor yataklarını istemektedir. Çünkü bor, tıptan uzay teknolojisine kadar her alanda kullanılmaktadır. Geleceğin petrolü olacaktır.
AnotoliaMinerals Development Şirketi, Sivas, Malatya ve Tunceli ile Ovacık bölgesindeki altın, gümüş ve bakır yataklarını işletmektedir. Bu alanlar Gümüşhane, Artvin ve Kayseriâye kadar uzanmaktadır. Bunu yüzölçümü de 700-750 kilometrekare miktarındadır. Bu şirketin Adanaânın Saimbeyli ve Tufanbeyli ilçelerini kapsayan sahalarda elde ettiği çinko medeni işletme ruhsatı 700 kilometrekareden büyüktür. Bu şirket Yozgat Boğazlıyan, Yenipazar ve Sarıkayaâda bir bu kadar bakır madeni işletme ruhsatına sahiptir.
Bu şirket Kanada kökenli olmasına karşın, Rio Tinto ile ortaklığı bulunmaktadır. Ordu Fatsa ve Zaviköy bölgesinde bulunan altın, gümüş, çinko ve bakır madenleriyle ilgili OdysseyResources 250 kilometrekarelik bir alanın ruhsatına sahiptir. Çanakkale Ayvacıkâa bağlı Kısacık Köyü ile Kaz Dağı eteklerinde altın madeni bulunmuştur. Uşak-Eşme Banaz Katrancılar Köyü iel Kütahya Gediz ilçesi Murat Dağı eteklerinde Kanadalı Eldorado Gold Şirketi işletme ruhsatına sahip. İzmir Efem Çukuru bölgesindeki altın madeni yataklarının işletmesini yine Eldorado Gold Şirketi almıştır.
İzmir-Bergama Ovacık Köyündeki altın madeni işletmesini, Normandy Şirketiânden sonra Fethullahâa bağlı olduğu iddiaları doruğa çıkmış Koza Madencilik Şirketi işletmektedir.
(â¦) Ülkemizin yabancıların eline geçen maden alanları çok iyimser rakamlarla 140-150 bin kilometrekare yüzölçümündedir. Yani Türkiyeânin %17-19âu civarındadır.(8)
Petrole bakalım bir de⦠AKP elbette bu alana da el atacaktı⦠Attı da⦠2013 yılı başlarında öyle bir yasa çıkardı ki, tam kapitülasyon⦠30.05.2013 tarihli Yeniçağ Gazetesi bu yasayı şöyle haber yapmıştı:
âOsmanlıânın kapitülasyonu önceki gece Meclisâten geçen petrol yasası ile geri geldi. Yabancı petrol şirketi ihracattan sağladığı dövizi yurt dışında tutabilecek.
TBMMâden geçen yeni Türk Petrol Kanunu mevcut yasadaki âmilli menfaatâ vurgusunu kaldırıyor âdevlet hissesiniâ kuyularda sahalara göre azaltıyor.
Yeni yasada âDevlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAOâya aittirâ hükmü çıkarıldı.
Böylece süresi dolan petrol üretim sahalarının devlet adına üretime devam etmesi için TPAOâya verilmesini öngören yasa maddesi kaldırılarak, bu sahaların özel sektör şirketlerine sunulmasının yolu açıldı. TPAOânun özelleştirilmesinin de önü açılmış oldu.
Yeni Kanuna göre, petrol hakkı sahibi yabancılar da Türk kara sularında petrol arama ve üretim faaliyetleri icra edebilecek. Doğal gaz üretimi yapan hak sahibi yerli ve yabancı şirketler ile yabancı şirketlerin Türkiyeâdeki şubelerine, toptan satış lisansı verilecek.
Kanun, daha önce alınan arama ve işletme ruhsatlarına ilişkin hak ve yükümlülükleri koruyor. Yasanın öngördüğü hazırlıkların yapılması ve ilgili yönetmeliklerin hazırlanması için bir yıl süreyle yeni arama ruhsatı başvurusu alınmayacak.
Yapımı devam eden projeler tamamlanıncaya kadar ithalat, ihracat ve kamulaştırma haklarının yürürlüğü devam edecek.
Kanunla, petrol işlemlerinde kullanılacak malzeme ithalinin, gümrük muafiyeti, dâhilde alınan vergi ve fonlar ile TSE ve CE güvenlik sertifikası konularında başka kurum ve kuruluşun iznine tabi olmadan, bakanlığın uygunluk izniyle yapılabilmesi sağlanıyor. Petrol hakkı sahibinin Türkiyeâdeki petrol işlemi için idari faaliyetleri ile bina tesislerinin ve teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine ait malzemeler hariç, petrol işlemlerinde kullanılacak ve Genel Müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı, kara, deniz ve hava nakil vasıtalarını ithal etmesi ya da yurt içinden teslim alması, gümrük vergisinden, yapılan işlemler harçlardan, düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesna olacak. Yabancı petrol şirketi sahibi, sermayesine mahsuben her zaman transfer talebinde bulunabilecek. Petrol hakkı sahibi ihraç ettiği petrolden sağladığı dövizi yurtdışında muhafaza edebilecek. Bu döviz tutarı, Türkiyeâye ithal edilmiş sermaye ile bunu aşan net kıymetlerin transferinden mahsup edilecek.â
Değerli araştırmacı-yazar Ali Külebi ise bu yasanın bir başka yanına dikkati çekiyordu:
âSuriye sınırındaki mayınlı alanların önemli bir bölümünde petrol bulma olasılığı çok yüksektir. Suriyeânin petrol üretim sahalarının bir bölümü sınırımızın hemen yanındadır. Esasen geçtiğimiz günlerde Nusaybin-Cizre arsında 40 km. uzunluğunda, yaklaşık 400-500 metre genişliğinde söz konusu mayınlı arazide TPAOânun özverili mühendislerinin girişimleriyle açılan kuyuda petrol bulunmuştur. Bu sahanın her 100 metresinde kuyu açılıp petrol çıkacağı kanıtlanmıştır. Her ne kadar bu bölgedeki petrolün API gravitesi düşük olsa bile dünya petrol fiyatlarının yüksekliği, fiyatların daha da yükselme ihtimalinin olması bu alanları cazip hale getirmektedir. Mayın temizlemesini yapacak kişi ve kuruluşların bu alanlarla ilgili olarak bir sonraki aşamada, temizliğini yaptığı bölgenin, petrol arama ruhsatını alması durumunda kullanım haklarından doğan nedenlerle, bu alanların 49 yıllığına petrol arama, petrol işletme ruhsatını da alacaklardır. Böylelikle başlangıçta tarım alanı denilen yerler, petrol arama ve işletme alanlarına dönüşecektir. Petrol Kanunuânda niçin değişikliğe gidildiğinin bu boyutta da düşünülmesinde büyük fayda vardır."(9)
AKP dönemi yeni ve farklı kodamanların, haramzadelerin yaratıldığı bir dönem olmuştur. Bunlar semirir ve sömürürken, geniş halk kitleleri tarikat ve cemaat kültürü ve örgüt yapıları içinde muti ve uyuşmuş bir hale getirildiler. Sadaka kültürü egemen oldu, Devlet eliyle ihtiyaç giderme yoluyla kitleler iktidara bağlandı. Buna bir de medyanın propaganda ve beyin yıkama faaliyetleri eklenince, işlem tamam oluyordu. Küresel sermayeye teslim olmuş, yerli ve fena halde gayri milli olan sermaye tarafından oluşturulmuş; yandaş, yanaşma ve dinci medya, esir almıştı halkın beynini, mangutlaştırmıştı; istediği partiye oy verdiriyordu, istediği gibi düşündürtüyordu, istediği kitap ve gazeteyi okutuyordu, istediği malı tükettiriyordu, istediği biçimde eğlendiriyordu