ALS bağış

niksiz22

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Haziran 2014
Mesajlar
2.658
Tepkime puanı
0
Puan
0
Yaş
29
Konum
Mersin/Tarsus
ALS MNH Derneği hesapları



Ziraat Bankası Atrium Şubesi (YTL) : 11364083-5001
Ziraat Bankası Atrium Şubesi (USD) : 11364083-5002
Ziraat Bankası Atrium Şubesi (EUR) : 11364083-5003
Ziraat Bankası Atrium Şubesi (GBP) : 11364083-5004
PTT POSTA ÇEKİ HESABI : 5400876

3-5 kuruş ne kadar güçünüz varsa bağış yapalım arkdaşlar hastalık çok zor bir hastalık bende bilmiyordum ama bu videoyu izleyince öğrendim destek olalım

Video;
Bu "Saçmalığı" Neden Yapıyoruz? - YouTube
[MENTION=14908]Samsung[/MENTION] bu konunun index almasını sağlıyabilirsen sevinirim
 
Geçen sene ağustosta 2 milyon dolar bağış yapılmış, bu yıl ağustosta 80 milyon dolar. :) Farkındalık iyidir.
 
Arkadaşlar yardım ıyı bırşey ama ınternettekı vıdeoları gorunce aslı astarı bellı değil,mıllet zevk ıçın vıdeolar yayınlıyor.

Bence yardımlarınızı daha hayırlı ve dını kurumlara yöneltırsenız daha makbule geçer.
 
Arkadaşlar yardım ıyı bırşey ama ınternettekı vıdeoları gorunce aslı astarı bellı değil,mıllet zevk ıçın vıdeolar yayınlıyor.

Bence yardımlarınızı daha hayırlı ve dını kurumlara yöneltırsenız daha makbule geçer.

Şu olayı '' hayırlı ve dini kurumlara '' diyerek 5. boyuta taşıdın ya, helal olsun...
 
popup(1).jpg

http://www.ihh.org.tr/tr/main/pages/hesap-numaralari/234
 
bağışa karşıyım,bu konuda dinide olsa başka konuda,kim ne cebine indirirse,bagış yapcaksan birzaat kendin birebir yapacaksın..yoksa diğer türlü reklam kokan hareketler,ramazan aylarında dikkat edin dini yöntemleri kullanarak Müslüman insanların bağış yapması sağlanır, örnek veriyorum dinde ilk öncelikle yakın akraba veya en yakın çevrendeki insanlara zekat veya fitreni verirsin....

bu tür işleri kesinlikle yanlış buluyorum,allah kimler cebini dolduruyor.
 
5 ay önce ILS den babasını kaybetmiş birisinin yazısı

ALS hastalığı ile ilgili farkındalık kampanyasını gördüğümde sevindim aslında. Çünkü babamın hastalığını başkalarına anlatabilmemin tek yolu “futbolcu Sedat’ın hastalığı” demekti.
En azından insanlar hastalık hakkında bilgi sahibi olacaklar,hastaların ve yakınlarının neler yaşadığını biraz da olsa bilecekler, diye. Ama artık kampanyanın amacını aşarak; kafadan su dökülerek,eğlence haline getirilmesinden babasını 5 ay önce ALS’den kaybetmiş biri olarak, rahatsız olmaya başladım…
Hastalık kabaca; beyinden omurilikteki sinir hücrelerine elektriksel uyarının iletilememesi.

Evet,insanlar artık hastalığın adını biliyor. Ama hastalığın nasıl başladığını,seyrini ..? Yakınlarının neler yaşadığını?

Ufacık kol yorgunluğuyla başlayan hastalığın zamanla bir çorba içmek için elini kaldıramayıp,başını kaşığa eğmeye çalıştıracak hale getirmesini ,gururu incinmesin morali bozulmasın diye “baba ben yedireyim mi” diyemediğini?
Doktorunun daha doğrusu ALS konusunda uzman prof.unun”hastaneye getirip yorma,sen takip et gelip bana anlat” dedikten sonra “rahat bırakın sigarasını içsin,yapabileceği keyif aldığı ne varsa yapsın,çünkü fazla zamanı yok hastalığı çok hızlı ilerliyor” dediği zaman çaresizliğin ne demek olduğunu?
Hastaneden eve geldiğinde babasının bakışlarındaki “mucize ilaç”beklentisini? “Baba bu hastalıkla yaşamak zorundayız,tedavisi yok” demenin ne kadar zor olduğunu? O dağ gibi adamın kısacık bir zamanda içine kapanmasını,gözünün önünde erimesini ve hiçbir şey yapamamayı?
Hergün ölümünün ne şekilde olacağını düşünmeyi? Ölmeden bir gün once yoğun bakımda,sesini duyduğunu ümit ederek babayla vedalaşmayı? yangın merdivenlerinde tek başına bağırarak ağlamayı? “Anne gelin,sizi bekliyor” demenin nasıl bir şey olduğunu?
Ertesi sabah doktorunun arayıp “kaybettik” dediğinde,annesini kardeşlerini nasıl uyandıracağını bilememeyi?
6 ay boyunca her gün ağlayan gözlerin,1 hafta boyunca kuruduğunu?
Tek tesellisinin “Allah yatağa düşürmeden yanına aldı” demenin nasıl birşey olduğunu…
Bu yazı kimseyi üzmek için değil, az da olsa birşeyleri anlatabilmek için yazıldı.

Sizden ricam bu yazıyı paylaşın.

Ister bağış yapın,ister kafanızdan aşağı su boşaltın vs.vs. ama rica ediyorum,bununla eğlenmeyin

Başak Toraman
 
Son düzenleme:
paypal hesapları yok mu?
bide bu ziraat bankası hesabı kimin hesabı neyin hesabı?
 
ALS hastalığı ile ilgili farkındalık kampanyasını gördüğümde sevindim aslında. Çünkü babamın hastalığını başkalarına anlatabilmemin tek yolu “futbolcu Sedat’ın hastalığı” demekti.
En azından insanlar hastalık hakkında bilgi sahibi olacaklar,hastaların ve yakınlarının neler yaşadığını biraz da olsa bilecekler, diye. Ama artık kampanyanın amacını aşarak; kafadan su dökülerek,eğlence haline getirilmesinden babasını 5 ay önce ALS’den kaybetmiş biri olarak, rahatsız olmaya başladım…
Hastalık kabaca; beyinden omurilikteki sinir hücrelerine elektriksel uyarının iletilememesi.

Evet,insanlar artık hastalığın adını biliyor. Ama hastalığın nasıl başladığını,seyrini ..? Yakınlarının neler yaşadığını?

Ufacık kol yorgunluğuyla başlayan hastalığın zamanla bir çorba içmek için elini kaldıramayıp,başını kaşığa eğmeye çalıştıracak hale getirmesini ,gururu incinmesin morali bozulmasın diye “baba ben yedireyim mi” diyemediğini?
Doktorunun daha doğrusu ALS konusunda uzman prof.unun”hastaneye getirip yorma,sen takip et gelip bana anlat” dedikten sonra “rahat bırakın sigarasını içsin,yapabileceği keyif aldığı ne varsa yapsın,çünkü fazla zamanı yok hastalığı çok hızlı ilerliyor” dediği zaman çaresizliğin ne demek olduğunu?
Hastaneden eve geldiğinde babasının bakışlarındaki “mucize ilaç”beklentisini? “Baba bu hastalıkla yaşamak zorundayız,tedavisi yok” demenin ne kadar zor olduğunu? O dağ gibi adamın kısacık bir zamanda içine kapanmasını,gözünün önünde erimesini ve hiçbir şey yapamamayı?
Hergün ölümünün ne şekilde olacağını düşünmeyi? Ölmeden bir gün once yoğun bakımda,sesini duyduğunu ümit ederek babayla vedalaşmayı? yangın merdivenlerinde tek başına bağırarak ağlamayı? “Anne gelin,sizi bekliyor” demenin nasıl bir şey olduğunu?
Ertesi sabah doktorunun arayıp “kaybettik” dediğinde,annesini kardeşlerini nasıl uyandıracağını bilememeyi?
6 ay boyunca her gün ağlayan gözlerin,1 hafta boyunca kuruduğunu?
Tek tesellisinin “Allah yatağa düşürmeden yanına aldı” demenin nasıl birşey olduğunu…
Bu yazı kimseyi üzmek için değil, az da olsa birşeyleri anlatabilmek için yazıldı.

Sizden ricam bu yazıyı paylaşın.

Ister bağış yapın,ister kafanızdan aşağı su boşaltın vs.vs. ama rica ediyorum,bununla eğlenmeyin

Başak Toraman
Hocam allah rahmet eylesin. Okurken gözlerim yaşardı çok kötü oldum hayatin ne kadar acimasiz olduğunu gördüm.
 
yanlış anlaşılmasın hocam yazının sahibi ben değilim en altta ismi yazıyor

valla bende sen zannettim girişi biraz değiştirirsen yanlış anlaşılmalar olmaz..bu arada şahsa Allah rahmet eylesin toprağı bol olsun içim cızladı biraz zor şeyler bunlar gerçekten.
 
5 ay önce ILS den babasını kaybetmiş birisinin yazısı

ALS hastalığı ile ilgili farkındalık kampanyasını gördüğümde sevindim aslında. Çünkü babamın hastalığını başkalarına anlatabilmemin tek yolu “futbolcu Sedat’ın hastalığı” demekti.
En azından insanlar hastalık hakkında bilgi sahibi olacaklar,hastaların ve yakınlarının neler yaşadığını biraz da olsa bilecekler, diye. Ama artık kampanyanın amacını aşarak; kafadan su dökülerek,eğlence haline getirilmesinden babasını 5 ay önce ALS’den kaybetmiş biri olarak, rahatsız olmaya başladım…
Hastalık kabaca; beyinden omurilikteki sinir hücrelerine elektriksel uyarının iletilememesi.

Evet,insanlar artık hastalığın adını biliyor. Ama hastalığın nasıl başladığını,seyrini ..? Yakınlarının neler yaşadığını?

Ufacık kol yorgunluğuyla başlayan hastalığın zamanla bir çorba içmek için elini kaldıramayıp,başını kaşığa eğmeye çalıştıracak hale getirmesini ,gururu incinmesin morali bozulmasın diye “baba ben yedireyim mi” diyemediğini?
Doktorunun daha doğrusu ALS konusunda uzman prof.unun”hastaneye getirip yorma,sen takip et gelip bana anlat” dedikten sonra “rahat bırakın sigarasını içsin,yapabileceği keyif aldığı ne varsa yapsın,çünkü fazla zamanı yok hastalığı çok hızlı ilerliyor” dediği zaman çaresizliğin ne demek olduğunu?
Hastaneden eve geldiğinde babasının bakışlarındaki “mucize ilaç”beklentisini? “Baba bu hastalıkla yaşamak zorundayız,tedavisi yok” demenin ne kadar zor olduğunu? O dağ gibi adamın kısacık bir zamanda içine kapanmasını,gözünün önünde erimesini ve hiçbir şey yapamamayı?
Hergün ölümünün ne şekilde olacağını düşünmeyi? Ölmeden bir gün once yoğun bakımda,sesini duyduğunu ümit ederek babayla vedalaşmayı? yangın merdivenlerinde tek başına bağırarak ağlamayı? “Anne gelin,sizi bekliyor” demenin nasıl bir şey olduğunu?
Ertesi sabah doktorunun arayıp “kaybettik” dediğinde,annesini kardeşlerini nasıl uyandıracağını bilememeyi?
6 ay boyunca her gün ağlayan gözlerin,1 hafta boyunca kuruduğunu?
Tek tesellisinin “Allah yatağa düşürmeden yanına aldı” demenin nasıl birşey olduğunu…
Bu yazı kimseyi üzmek için değil, az da olsa birşeyleri anlatabilmek için yazıldı.

Sizden ricam bu yazıyı paylaşın.

Ister bağış yapın,ister kafanızdan aşağı su boşaltın vs.vs. ama rica ediyorum,bununla eğlenmeyin

Başak Toraman


oooo çok sert :( Diyecek laf bulamıyorum. Teşekkürler
 
Kişiselleştirme

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri