süreci bilmeyen arkadaşlar için biraz detay vereyim;
bu olay iki türlü ortaya çıkmıştır, ya çocuk gidip şikayetçi olmuştur ya da yaralanmasından dolayı doktora gittiyse nasıl yaralandığını sorarlar oda bunu söylerse adli vakaya sokarlar ve polise haber vermek zorunda kalırlar..
devletimiz aile içi şiddet olayına çok önem verdiği için ve bu olayda aile içine girdiği için şikayet aranmaksızın soruşturma başlatılır ve çocuk şikayetçi olmasa bile kamu bu soruşturmayı yürütür ve "silahtan sayılan alet ile basit yaralama" suçundan kamu davası açar. Hakim de bunun üzerine kovuşturma yaparak olayı karara bağlar ama büyük ihtimal ceza vermez verirse de erteleme cezası verir..
Yani diyeceğim o ki herşey kitabına göre uygun yapılır, Savcı ve Hakimlerde insandır ve bizler gibi düşünür onlarda üzülür ama devletin kitabında ne yazıyorsa onu yapmak zorundalar, bu olaya benzer sadece benim çalıştığım kurumda bile bir sürü olay var sadece bu medyalık olmuş, Türkiye'de binlercesi vardır..
Son olarak bir örnekte ben vereyim, mesela evin öz çocuğu evi dağıttı kırdı, babasının arabasını çaldı ne bileyim parasını çaldı evde kırılmadık eşya kapı bırakmadı bu da kanunen suç değildir.
MADDE 167 - (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
yani bu kanunlar düzenlenirken çok dikkat edilir ama bazen istenmeyen durumlar ortaya çıkabiliyor