Ben Mega Holdings'e girmemiş ve bunun için çok büyük pişmanlık duyan bir girişimciyim. Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyorum ve kendi şirketim var. Bu şirketi kurabilmek için çok büyük paralar harcadım ve inanın şu an bir müşteri kazanmak için bile kimi zaman kırk takla atıyoruz.
Geçenlerde düşündüm, Mega Holdings olayını. Türkiye'de bu kadar gönüllü enayi olduğunu bilseydim inanın kurulduğu gün koştur koştur giderdim. İki kelimeyi biraraya getiremeyenler mi dersin, "Sınırsız bant genişliği" gibi, teoride ve pratikte imkanı olmayan bir terimi dünyaya kazandıranlar mı dersin, yoksa hayatında tek motivasyonu araba almak olan cahil insanımıza mı bakarsın bilmem ama benim anladığım şirket Türkiye'de sömürülebilecek en eğitimsiz insanları bulmayı başarmış. Bulmakla da kalmamış, 2000'er liralarına çökmüş. Gerçekten inanılmaz bir iş.
Bu insanlarla hiçbir koşulda mantıklı konuşmayı, onları ikna edebileceğinizi sakın aklınızdan geçirmeyin. Sorun ne biliyor musunuz: "İnanıyorlar". Bilgisizlik ve inanç biraraya geldiğinde inanın yıkılması zor bir duvar gibi oluyorlar. O yüzden yapacağınız şey boşvermek olmalı. Böylesine bir hikayeyi film yapsanız, milyonlarca insan izler, hatta öve öve bitiremezler. İşte böyle bir trajikomik senaryoyu yaşıyorlar ve hepimiz buna canlı şahitlik ediyoruz.
Tahminlerime göre Türkiye'de bir sene içinde çökecek bu sistemin içindeki tek bir insana dahi üzülmüyorum. Kendileri başta olmak üzere, kimseye bir hayrı dokunamayacak bu kitlenin çöküşü beni bırakın mutsuz etmeyi, mutlu bile edecek. Arkadaşlarının, ailelerinin aptal gözüyle baktığı bu insanlar bugün o beğenmedikleri garsonluk, temizlikçilik gibi işleri bulabilmek için kapı kapı dolaşacaklar. Üstelik bu arada, sosyal medyada liderim dedikleri Enes Olgun tayfasına hiçbir şey olmadığını, kendi paralarıyla zengin olma hikayelerinin devam ettiği gördükçe çıldıracaklar. Hatta belki bazıları kendilerini bu işe sokan, bugün liderim dedikleri insanları öldürecek kadar ileri gidecekler.
Sistemi dışardan gülerek ve ibretle izleyen bizler de onlara bu komedi için teşekkür edip, trajedilerini zerre umursamadan hayatımıza devam edeceğiz.
Geçenlerde düşündüm, Mega Holdings olayını. Türkiye'de bu kadar gönüllü enayi olduğunu bilseydim inanın kurulduğu gün koştur koştur giderdim. İki kelimeyi biraraya getiremeyenler mi dersin, "Sınırsız bant genişliği" gibi, teoride ve pratikte imkanı olmayan bir terimi dünyaya kazandıranlar mı dersin, yoksa hayatında tek motivasyonu araba almak olan cahil insanımıza mı bakarsın bilmem ama benim anladığım şirket Türkiye'de sömürülebilecek en eğitimsiz insanları bulmayı başarmış. Bulmakla da kalmamış, 2000'er liralarına çökmüş. Gerçekten inanılmaz bir iş.
Bu insanlarla hiçbir koşulda mantıklı konuşmayı, onları ikna edebileceğinizi sakın aklınızdan geçirmeyin. Sorun ne biliyor musunuz: "İnanıyorlar". Bilgisizlik ve inanç biraraya geldiğinde inanın yıkılması zor bir duvar gibi oluyorlar. O yüzden yapacağınız şey boşvermek olmalı. Böylesine bir hikayeyi film yapsanız, milyonlarca insan izler, hatta öve öve bitiremezler. İşte böyle bir trajikomik senaryoyu yaşıyorlar ve hepimiz buna canlı şahitlik ediyoruz.
Tahminlerime göre Türkiye'de bir sene içinde çökecek bu sistemin içindeki tek bir insana dahi üzülmüyorum. Kendileri başta olmak üzere, kimseye bir hayrı dokunamayacak bu kitlenin çöküşü beni bırakın mutsuz etmeyi, mutlu bile edecek. Arkadaşlarının, ailelerinin aptal gözüyle baktığı bu insanlar bugün o beğenmedikleri garsonluk, temizlikçilik gibi işleri bulabilmek için kapı kapı dolaşacaklar. Üstelik bu arada, sosyal medyada liderim dedikleri Enes Olgun tayfasına hiçbir şey olmadığını, kendi paralarıyla zengin olma hikayelerinin devam ettiği gördükçe çıldıracaklar. Hatta belki bazıları kendilerini bu işe sokan, bugün liderim dedikleri insanları öldürecek kadar ileri gidecekler.
Sistemi dışardan gülerek ve ibretle izleyen bizler de onlara bu komedi için teşekkür edip, trajedilerini zerre umursamadan hayatımıza devam edeceğiz.