Türkiye tarihinin en karanlık süreçlerinden biri olarak anılan Sivas Katliamı bugün 21. yılında... 2 Temmuz 1993, katliamlar ülkesi Türkiye'nin en karanlık tarihidir. 21 yıllık süreçte ne bu katliamın hesabı soruldu, ne de acılara az da olsa su serpecek bir gelişme yaşandı. Devlet eliyle gerçekleştirilen tüm katliamlarda olduğu gibi bu ülke yine katliamın üzerini örtmeyi yeğledi. Yakılan 37 canı yok saydı, günü geldi yakanları başlarına taç yaptı.
37 insanımızın vahşice katledildiği Madımak Oteli ise, tarihin utanç müzelerinden biri olabildi sadece. 21 yıllık süreçte katliamlarla varlıklarını sürdürmeyi geçmişten gelen gelenekle devam ettiren iktidarlar ise, zaman aşımına uğrayan Sivas katliamı ile ilgili 'Hayırlı olsun' diyebilme fütursuzluğu ile hala karşımızda duruyor.
21 yıl önce yaşanan Sivas Katliamı ne unutuldu, ne de sanıldığı gibi üstü örtüldü. 21 yıl önce yakılan o ateş, bugün ezilen, haksızlığa uğrayan, ötekileştirilen herkesin öfkesi oldu. Tıpkı Çorum, Maraş, Roboski, Gezi'de olduğu gibi... 21 yıl önce bugün Sivas'ta hem insanlık, hem de toplum vicdanı yakıldı. Sivas Katliamı, ülke tarihinin anlatıldığı renkli kitapların yanan sayfası olarak kaldı.
2 Temmuz 1993 günü Sivasta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenliklerine aralarında Aziz Nesinin de bulunduğu yazar, şair, müzisyen ve düşünürler katılmış, etkinlikler saat 10′da başlamış, 14′te ise Medya ve Emperyalizm konulu bir panel düzenlenmişti. Etkinlikten günler önce ise camilerde gizli toplantılar yapılmış, isimsiz bildiriler dağıtılmıştı.
Dağıtılan bildirilerde Aziz Nesin'in sözleri çarpıtılarak hedef gösterilerek, insanlar kışkırtılmıştı... Dağıtılan bildirilerin de etkisiyle etkinliklerin devam ettiği sırada Paşa, Meydan ve Ulu Camilerinden Cuma namazını kılıp çıkan yaklaşık bin kişi toplanıp Sivas Aziz Nesine mezar olacak sloganları atarak valiliği taşlamaya başlamıştı.
Daha sonra ise 'Halk Ozanları Heykeli' ve Atatürk heykeline saldırmışlardı. İlk saldırılar birkaç taşlama ile bertaraf edilmiş, kültür merkezinde etkinliklerini sürdüren aydınlar ise güvenle oradan çıkarılmıştı. Ancak bu süre zarfında birçok küçük grup birleşerek sayıları 10 binleri bulan öfkeli bir kalabalığı oluşturmuş ve aydınların konakladığı Madımak Otel'ini hedef olarak seçmişti.
Saat 17:00a gelindiğinde Madımak Önünde toplanan kalabalık otele kaldırım taşları atmaya başlamış, otelde bulunanlar ise üst katlara ve merdivenlere sığınmışlardı. Akşam 7 sularında kalabalık otele doğru ilerlemeye başlamış, kalabalığı su sıkarak dağıtması için gönderilen itfaiye aracı otele yaklaştırılmamıştı. "Kahrolsun laiklik" sloganları atarak otelin önündeki araçlar ateşe verilmiş, daha sonra ise otelin perdelerinden ve eşyalarından başlayarak otel yakılmıştır. Bütün bunlar yaşanırken güvenlik güçleri olanları saece izlemekle yetinmiştir. Yapılan bu haince saldırı sonrasında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi önemli isimlerin de aralarında bulunduğu 37 kişi yanarak ya da dumandan boğularak hayatını kaybetmiştir. 51 kişi kendi imkanları ile bu cehennemden yaralı olarak kurtulmuştur.
***
KATLİAM İÇİN KİM NE DEDİ?
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller: "Çok şükür otel dışındaki halkımız zarar görmemiştir."
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: "Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiştir. Olayları çok yakından izledim. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır. Ortada, halkla halkın çatışması yoktur. Halkla güvenlik güçlerinin çatışması yoktur. Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."
Erdal İnönü: "Olaylara geç müdahale edilmesinde Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in de benim kadar sorumluluğu var."
Fehmi Koru: "Komik hikayelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas'ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi."
Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu: "Aziz Nesin halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir."
Mehmet Barlas :Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim! Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.
Yalçın Doğan: Önce, Aziz Nesine artık dur demek gerekiyor.
Fehmi Koru: Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivasta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi.
Nazlı Ilıcak: Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiyede çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk. Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivastaki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür
Ertuğrul Özkök:Böylece, bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesinin hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor Ama bir gün tarih yazıldığı zaman, bu katliamı gerçekleştirenler kadar, buna psikolojik zemin hazırlayan insanlar da sorumlu tutulacaktır. Bu, elinde benzinle otel lobisini yakan için de geçerlidir, ne yazık ki, Aziz Nesin için de
Ve Sivas Katliam'ının zamanaşımına uğrayan davası hakkında konuşan Başbakan Erdoğan: Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun.."

37 insanımızın vahşice katledildiği Madımak Oteli ise, tarihin utanç müzelerinden biri olabildi sadece. 21 yıllık süreçte katliamlarla varlıklarını sürdürmeyi geçmişten gelen gelenekle devam ettiren iktidarlar ise, zaman aşımına uğrayan Sivas katliamı ile ilgili 'Hayırlı olsun' diyebilme fütursuzluğu ile hala karşımızda duruyor.
21 yıl önce yaşanan Sivas Katliamı ne unutuldu, ne de sanıldığı gibi üstü örtüldü. 21 yıl önce yakılan o ateş, bugün ezilen, haksızlığa uğrayan, ötekileştirilen herkesin öfkesi oldu. Tıpkı Çorum, Maraş, Roboski, Gezi'de olduğu gibi... 21 yıl önce bugün Sivas'ta hem insanlık, hem de toplum vicdanı yakıldı. Sivas Katliamı, ülke tarihinin anlatıldığı renkli kitapların yanan sayfası olarak kaldı.
2 Temmuz 1993 günü Sivasta düzenlenen Pir Sultan Abdal şenliklerine aralarında Aziz Nesinin de bulunduğu yazar, şair, müzisyen ve düşünürler katılmış, etkinlikler saat 10′da başlamış, 14′te ise Medya ve Emperyalizm konulu bir panel düzenlenmişti. Etkinlikten günler önce ise camilerde gizli toplantılar yapılmış, isimsiz bildiriler dağıtılmıştı.
Dağıtılan bildirilerde Aziz Nesin'in sözleri çarpıtılarak hedef gösterilerek, insanlar kışkırtılmıştı... Dağıtılan bildirilerin de etkisiyle etkinliklerin devam ettiği sırada Paşa, Meydan ve Ulu Camilerinden Cuma namazını kılıp çıkan yaklaşık bin kişi toplanıp Sivas Aziz Nesine mezar olacak sloganları atarak valiliği taşlamaya başlamıştı.
Daha sonra ise 'Halk Ozanları Heykeli' ve Atatürk heykeline saldırmışlardı. İlk saldırılar birkaç taşlama ile bertaraf edilmiş, kültür merkezinde etkinliklerini sürdüren aydınlar ise güvenle oradan çıkarılmıştı. Ancak bu süre zarfında birçok küçük grup birleşerek sayıları 10 binleri bulan öfkeli bir kalabalığı oluşturmuş ve aydınların konakladığı Madımak Otel'ini hedef olarak seçmişti.
Saat 17:00a gelindiğinde Madımak Önünde toplanan kalabalık otele kaldırım taşları atmaya başlamış, otelde bulunanlar ise üst katlara ve merdivenlere sığınmışlardı. Akşam 7 sularında kalabalık otele doğru ilerlemeye başlamış, kalabalığı su sıkarak dağıtması için gönderilen itfaiye aracı otele yaklaştırılmamıştı. "Kahrolsun laiklik" sloganları atarak otelin önündeki araçlar ateşe verilmiş, daha sonra ise otelin perdelerinden ve eşyalarından başlayarak otel yakılmıştır. Bütün bunlar yaşanırken güvenlik güçleri olanları saece izlemekle yetinmiştir. Yapılan bu haince saldırı sonrasında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi önemli isimlerin de aralarında bulunduğu 37 kişi yanarak ya da dumandan boğularak hayatını kaybetmiştir. 51 kişi kendi imkanları ile bu cehennemden yaralı olarak kurtulmuştur.
***
KATLİAM İÇİN KİM NE DEDİ?
Dönemin Başbakanı Tansu Çiller: "Çok şükür otel dışındaki halkımız zarar görmemiştir."
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: "Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiştir. Olayları çok yakından izledim. Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır. Ortada, halkla halkın çatışması yoktur. Halkla güvenlik güçlerinin çatışması yoktur. Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır."
Erdal İnönü: "Olaylara geç müdahale edilmesinde Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in de benim kadar sorumluluğu var."
Fehmi Koru: "Komik hikayelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivas'ta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi."
Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu: "Aziz Nesin halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir."
Mehmet Barlas :Laikliği, kitlelerin öfkesine sürmeyelim! Aydın olmak ve laik olmak inançlara saygısız olmak veya inanç sahiplerini küçümsemek değildir.
Yalçın Doğan: Önce, Aziz Nesine artık dur demek gerekiyor.
Fehmi Koru: Komik hikâyelere imza atan yazar Aziz Nesin, bu defa izleri uzun yıllar kalacak bir trajedinin kahramanı oldu. Sivasta ilk elde 35 kişinin ölümü, çok sayıda kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan arbede, onun merkezinde bulunduğu yoğun tahriklerle meydana geldi.
Nazlı Ilıcak: Milli ve manevi değerleri yıkma çabasını hoş karşılamıyoruz. Eğer Aziz Nesin gibiler Türkiyede çoğunlukta olsaydı bizler köksüz, inançsız, kendine güvenmeyen bir toplum olurduk. Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivastaki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür
Ertuğrul Özkök:Böylece, bir tahrik, başka bir tahrikle büyüyor. Aziz Nesinin hassasiyet yaratan, tahrike varan sözleri, karşı tahrikle birleşiyor ve hepimizi ciddi şekilde endişelendiren bu sonuç ortaya çıkıyor Ama bir gün tarih yazıldığı zaman, bu katliamı gerçekleştirenler kadar, buna psikolojik zemin hazırlayan insanlar da sorumlu tutulacaktır. Bu, elinde benzinle otel lobisini yakan için de geçerlidir, ne yazık ki, Aziz Nesin için de
Ve Sivas Katliam'ının zamanaşımına uğrayan davası hakkında konuşan Başbakan Erdoğan: Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun.."
