- Katılım
- 17 Haziran 2014
- Mesajlar
- 23
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
Arkadaşlar bu konuyu açmamın sebebi forumdaki çoğu konuda yeni başlayan ve sürekli çalışan arkadaşlarımızın yanlış bilgileri kendilerine referans almasıdır. Uzun süredir yazılım ve arge konusunda tecrübelerim ve ilgili bölümlerin eğitim sürecini tamamlamış biri olarak sadece deneyim, bilgi ve tecrübelerimi aktarmak istedim. Açıklayacağım konularda hiç bir kategori veya alan ifşa edilmediği için bu yazıyı yazmayı mantıklı buldum. Amacım sadece sizi iş yükünden, boş işlerden ve az çok yanlış uygulanan tekniklerden kurtarmak.
Bu işlerin çok daha alt bilimsel yada teorisel mantıksal yapılarına inebilirim fakat herkesin anlıyacağı bir şekilde anlatmak istedim. Diğer türlü biraz sıkıcı olduğunu varsayarak sizleride bu eziyetten kurtarayım istedim. İlk önce forumda şu sıralar çok değinilen konuları ele aldım. Yer yer bu konuyu da güncellemeyi düşünüyorum. Şimdi konularımıza göz atalım.
MAC (Media Access Control)
Arkadaşlar forumda en çok yanlış yönlendirmelerden veya bire bir bilerek yönlendirmelerden biri mac adresi konusudur. Mac adresi konusunda bilinen yanlışı size hemen basit bir dille anlatacağım.
Standart TCP/IP yani (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) protokolleri bizim veri iletme ve alma birimleri olarak ayırdığımız standart iletişim yollarıdır. Bu iletişim yolları üzerinden haberleşmemizi sağlarız. Bu iletişim standartlarında ağ donanımlarımızı MAC adresleri ile birbirlerine tanıtırız. MAC Fiziksel Adresi yani (Physical Address) standardı ağ ortamında donanımsal cihazlarımız birbiriyle ilişki kurması için atanmış benzersiz bir kimliktir ve MAC adresleri ile IP adresleri arasındaki bağ ARP ve RARP protokolleri tarafından yapılır. MAC adresimizin ilk 3 oktet’i donanımı üreten firmayı son 3 oktet’i ise donanımı işaret eder. Günlük hayatımızda bir çok servis protokolünü kullanmaktayız ve bunlardan bağzıları (FTP, File Transfer Protocol), (SMTP Simple Mail Transfer Protocol) ve en önemlisi Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) protokolleridir. Bu servisler üzerinden hiçbir zaman MAC adresiniz iletilmez. Sebebi ise oldukça basittir. Yazı içinde de belirttiğim gibi MAC adresiniz ağ veri yolunu kullanan donanımsal cihazların birbirini tanıması için kullanılır.
MAC adresinin kullanıldığı standart yerler:
Ethernet, Token ring, Wi-fi, Bluetooth, FDDI, SCSI
Bir bilgisayarın MAC adresi (uzaktan/remote) alınabilir mi?
Evet alınabilir. Fakat bunu bir browser üzerinden alamazsınız. Almanız için farklı yöntemler mevcuttur fakat işimiz Google ile olduğu için ben size yine de şu şekilde açıklayım. MAC adresini alabilmeniz için server client ilişkisi olması lazımdır. Yani php, phyton, asp, html gibi yazılım dilleri tek taraflı server dilleri olduğu için sizin mac adresinizi alamazlar. Zaten mac adresinizde standart protokol üzerinden iletilmez. Fakat bilgisayarınıza kurduğunuz 2 taraflı bir program sizin mac adresinizi rahatlıkla uzak bir sunucuya yollayabilir. Çünkü işlemi sizin tarafınızda yapar ve sunucuya yollar. Bu açıdan baktığımızda internet explorerde çalışan ActiveX gibi yazılımlar mac adresi bilginizi alabilir. Yine de ActiveX alınabilse bile sizin o Activex’i kabul etmeniz gerekir aksi taktirde bilgisayarınızdan asla bilgi alınamaz. Bu sonuçlar doğrultusunda MAC adresini tek taraflı almak kesinlikle mümkün değildir.
MAC Adresinin Kullanımına Örnek:
Evinizde bir akıllı TV (Smart TV) var diyelim. Bu akıllı TVlerde TCP/IP üzerinden haberleştiği için bilgisayarınızla ilişkilendirirseniz, bilgisayarınız televizyonunuzu mac adresinden, televizyonunuz da bilgisayarınızı mac adresinden tanımlar. Mac adresiniz sizin işyerinde kullandığınız pascard gibi bir şeydir. Yani sadece iş yerinde işe yarar dışarıda kimseye kafeye girmek için iş yerinde kullandığınız pascard’ınızı göstermezsiniz.
Anlıyacağınız üzere İnternet Protokolü üzerinden MAC adresiniz iletilmez. MAC adresi sadece donanımsal cihazların birbiriyle haberleşmesi içindir. Ayrıca Browser benim mac adresimi gönderiri diyorsanız ki öyle bir şey yok. Yine de firefox’un açık kaynak vakıf faliyeti ile geliştirildiğini biliyordursunuz. Firefox dökümantasyonlardan kaynak koduna bakabilirsiniz.
Niche
Bu konu en tartışmalı konulardan biri. Bir sürü teknik denedim olmadı diyen de var liste oluşturdum uçtum diyen de var. Aslında niche için yapılan çalışma tek kademeli olmadığı için çoğu kişi tam verim alamıyor. Ben bu bölümde size kısaca niche seçimlerinde ve davranışlarında yaptığınız yanlışları yazacağım. Bu fikirlerden yola çıkarak kendinize niche taktiği üretebilirsiniz.
İlk önce reklam verenlerin nasıl çalıştığını anlamak açısından şu linke göz atabilirsiniz.
https://support.google.com/adwords/answer/2471184
Burda anlatılan yöntemleri işletmeler, ajanslar ve adwords partnerler tamamen uygulamaktadır hatta bazen daha da alt seviyelere çekebilmektedirler. Mantık çok basit 10 liraya sattığınız bir ürün var 1 liradan reklam verdiniz sitenize gelen 10 kişiden sadece 1 kişi ürününüzü satın alıyor. Haliyle sattığınız ürün reklam parasıyla eşit. Bu durumda yapmanız gereken reklam payını düşürmek. Bu hep olabildiğince düşük tutulan bir miktardır. Mesela aynı örneği 10 kuruş verirsek tık başı her 1 liralık reklam gideri ile 1 ürün satmış olacaksınız.
Yukarıdaki örneğe bakarak bgbm yani bin gösterim başı birim maliyeti de aynı mantığa benzer şekilde planlanır.
https://support.google.com/adwords/answer/2630842
Linkteki yazıda gördüğünüz üzere bin gösterim başı sabit bir ücret belirleniyor.
Şimdi reklam verenlerin nasıl çalıştığını az çok biliyoruz. Gelelim gördüğüm yanlışlara.
Rekabet Düşük Niche Seçimi
Bu tekniği biz web sitelerinde kullanırız. Sebebi ise bu kelimelere göre içerik dağılımı azdır ve sitemizi yukarı çıkarmak için basit ama getirisi yüksek kelimelerdir. Youtube’de ise her video izlenir ve böyle bi seçim yapmamıza gerek yoktur. Şimdi biraz detaylı inceleyelim.
Rekabet Düşük Niche Seçimi tamamen yanlış diyemesek te performans’ı fazla yükseltmeyen bir seçim. Sebebi ise rekabeti düşük bir alanda reklam veren ağırlığı yoktur. Yani çok az sayıda işlem gören gösterim vardır ve bunların çoğu kullanıcı ilgi alanına dayalı gösterimlerle işgal edilir. Bunu biraz daha iyi anlayabilmemiz için 2 kelime seçtim birinin rekabeti yüksek diğerinin düşük.
car donation : rekabet yüksek
most expensive car : rekabet düşük
Şimdi bu 2 kelime içinde niche diyebiliriz. Yani getirileri iyi olan kelimeler. Şimdi bide bu kelimelere google gözüyle bakalım.
car donation yüksek rekabetli kelimemizi google’de arıyoruz.
most expensive car düşük rekabetli kelimemizi google’de arıyoruz.
Gördüğünüz gibi rekabet yüksek olan kelimemizde reklam veren sayısı oldukça fazla ve aktif reklam oranıda yüksek. Şimdi buradan çıkaracağımız sonuç şudur;
Eğer böyle bir keyword kullanırsanız muhtemelen reklam çıkma olasılığı diğer keyworde göre daha fazla. Ayrıca rekabetin yüksek olduğu kelimelerde TBM’ler açık arttırma gibi sürekli artış gösterebilir. Çünkü getirisi yüksek bir alan olduğu için reklam verenler sürekli üste çıkmak isteyecektir. Bu sebepten dolayı reklam gelirleri artabilir.
Youtube Üzerinde niche etkisi yaratmak
Arkadaşlar Her ne kadar niche çalışsanızda website mantığında bir niche etkisi göremezsiniz. Çünkü youtube de ziyaretçi sizin niche kelimenizden çok farklı aramalar ile gelir. Haliyle kullanıcı sizin videonuza gelene kadar yaptığı aramalar üzerinden kullanıcı etkilişimli bir reklam çıkma olasılığı çok yüksektir. Sizden önce kullanıcı internette hosting firmaları hakkında arama yaptıysa ve videonuzdaki niche ağırlığı tam anlamıyla reklam performansı sağlamıyorsa %90 hosting reklamı çıkacaktır. Biz bunu kategori bazlı negatif ilişki diye ayırıyoruz. Youtube üzerinden çalıştığınız alan niche yaptığınız alanla ne kadar yakın olursa reklam performansı da o kadar artış gösterir.
Kelime seçimindeki orantısızlık ve gelir arttırmayan faktörler
İş sadece yüksek rekabetli keyword seçmekle bitmiyor. Bu işin birde insan mantığına dayanan bir yönü var. Kısaca size birkaç örnekle anlatmaya çalışacağım. İlk önce niche yazısında ilk verdiğim link kısmında reklam verenlerin nasıl bir seçilim yaptığını söylemiştik. İşte aynı yolu izleyerek mantıklı hareket edeceğiz.
Örnek:
Diyelim bir saat firmasının saatini satıyorsunuz ve en ucuz saat 10.000 lira. Bu saati satsanız sizin kazancınız 2 bin lira diyelim. Yani 1 saat satıp 2 bin lira kazanacaksınız. Bu kelimede haliyle rekabet yüksek ve rakibinz çok çünkü kazançta yüksek. Siz direk burada teklif olarak tık başı 2 lira diyorsunuz diyelim. Yani 1000 kişi siteyi ziyaret etse %1 kişiye saat satsanız kazancınız 20 bin lira reklam gideriniz 2 bin lira. Ayrıca rekabette yüksek dedik üstede çıkmanız lazım daha da fiyatı arttırıyorsunuz.
Şimdi bu örnekte reklam veren reklam planını kar ve kazanç orantısına göre ayarlamış. Siz niche seçerken bir saat modelinin nichesini buldunuz ve saatin satış fiyatı çok yüksek ve reklamları çok çıkıyor. Burda direk örnekteki gibi reklam veren mantığı ile düşünüp o niche kelimenin değerli olduğunu anlayabilirsiniz. Çünkü sektördeki kazanç çok yüksek haliyle reklam maliyeti de diğer reklamlara göre yüksek olacak.
Metin 10000 karakter sınırı olduğu için bu postu burada bitiriyorum gözüme çarpan diğer konular hakkında da bir v2 yazısı yayınlayabilirim. Balık vermeyi değil tutmayı öğretmeyi tercih ederim. Umarım herkese faydalı olmuştur. herkese iyi günler, bol kazançlar.
Bu işlerin çok daha alt bilimsel yada teorisel mantıksal yapılarına inebilirim fakat herkesin anlıyacağı bir şekilde anlatmak istedim. Diğer türlü biraz sıkıcı olduğunu varsayarak sizleride bu eziyetten kurtarayım istedim. İlk önce forumda şu sıralar çok değinilen konuları ele aldım. Yer yer bu konuyu da güncellemeyi düşünüyorum. Şimdi konularımıza göz atalım.
MAC (Media Access Control)
Arkadaşlar forumda en çok yanlış yönlendirmelerden veya bire bir bilerek yönlendirmelerden biri mac adresi konusudur. Mac adresi konusunda bilinen yanlışı size hemen basit bir dille anlatacağım.
Standart TCP/IP yani (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) protokolleri bizim veri iletme ve alma birimleri olarak ayırdığımız standart iletişim yollarıdır. Bu iletişim yolları üzerinden haberleşmemizi sağlarız. Bu iletişim standartlarında ağ donanımlarımızı MAC adresleri ile birbirlerine tanıtırız. MAC Fiziksel Adresi yani (Physical Address) standardı ağ ortamında donanımsal cihazlarımız birbiriyle ilişki kurması için atanmış benzersiz bir kimliktir ve MAC adresleri ile IP adresleri arasındaki bağ ARP ve RARP protokolleri tarafından yapılır. MAC adresimizin ilk 3 oktet’i donanımı üreten firmayı son 3 oktet’i ise donanımı işaret eder. Günlük hayatımızda bir çok servis protokolünü kullanmaktayız ve bunlardan bağzıları (FTP, File Transfer Protocol), (SMTP Simple Mail Transfer Protocol) ve en önemlisi Hyper Text Transfer Protocol (HTTP) protokolleridir. Bu servisler üzerinden hiçbir zaman MAC adresiniz iletilmez. Sebebi ise oldukça basittir. Yazı içinde de belirttiğim gibi MAC adresiniz ağ veri yolunu kullanan donanımsal cihazların birbirini tanıması için kullanılır.
MAC adresinin kullanıldığı standart yerler:
Ethernet, Token ring, Wi-fi, Bluetooth, FDDI, SCSI
Bir bilgisayarın MAC adresi (uzaktan/remote) alınabilir mi?
Evet alınabilir. Fakat bunu bir browser üzerinden alamazsınız. Almanız için farklı yöntemler mevcuttur fakat işimiz Google ile olduğu için ben size yine de şu şekilde açıklayım. MAC adresini alabilmeniz için server client ilişkisi olması lazımdır. Yani php, phyton, asp, html gibi yazılım dilleri tek taraflı server dilleri olduğu için sizin mac adresinizi alamazlar. Zaten mac adresinizde standart protokol üzerinden iletilmez. Fakat bilgisayarınıza kurduğunuz 2 taraflı bir program sizin mac adresinizi rahatlıkla uzak bir sunucuya yollayabilir. Çünkü işlemi sizin tarafınızda yapar ve sunucuya yollar. Bu açıdan baktığımızda internet explorerde çalışan ActiveX gibi yazılımlar mac adresi bilginizi alabilir. Yine de ActiveX alınabilse bile sizin o Activex’i kabul etmeniz gerekir aksi taktirde bilgisayarınızdan asla bilgi alınamaz. Bu sonuçlar doğrultusunda MAC adresini tek taraflı almak kesinlikle mümkün değildir.
MAC Adresinin Kullanımına Örnek:
Evinizde bir akıllı TV (Smart TV) var diyelim. Bu akıllı TVlerde TCP/IP üzerinden haberleştiği için bilgisayarınızla ilişkilendirirseniz, bilgisayarınız televizyonunuzu mac adresinden, televizyonunuz da bilgisayarınızı mac adresinden tanımlar. Mac adresiniz sizin işyerinde kullandığınız pascard gibi bir şeydir. Yani sadece iş yerinde işe yarar dışarıda kimseye kafeye girmek için iş yerinde kullandığınız pascard’ınızı göstermezsiniz.
Anlıyacağınız üzere İnternet Protokolü üzerinden MAC adresiniz iletilmez. MAC adresi sadece donanımsal cihazların birbiriyle haberleşmesi içindir. Ayrıca Browser benim mac adresimi gönderiri diyorsanız ki öyle bir şey yok. Yine de firefox’un açık kaynak vakıf faliyeti ile geliştirildiğini biliyordursunuz. Firefox dökümantasyonlardan kaynak koduna bakabilirsiniz.
Niche
Bu konu en tartışmalı konulardan biri. Bir sürü teknik denedim olmadı diyen de var liste oluşturdum uçtum diyen de var. Aslında niche için yapılan çalışma tek kademeli olmadığı için çoğu kişi tam verim alamıyor. Ben bu bölümde size kısaca niche seçimlerinde ve davranışlarında yaptığınız yanlışları yazacağım. Bu fikirlerden yola çıkarak kendinize niche taktiği üretebilirsiniz.
İlk önce reklam verenlerin nasıl çalıştığını anlamak açısından şu linke göz atabilirsiniz.
https://support.google.com/adwords/answer/2471184
Burda anlatılan yöntemleri işletmeler, ajanslar ve adwords partnerler tamamen uygulamaktadır hatta bazen daha da alt seviyelere çekebilmektedirler. Mantık çok basit 10 liraya sattığınız bir ürün var 1 liradan reklam verdiniz sitenize gelen 10 kişiden sadece 1 kişi ürününüzü satın alıyor. Haliyle sattığınız ürün reklam parasıyla eşit. Bu durumda yapmanız gereken reklam payını düşürmek. Bu hep olabildiğince düşük tutulan bir miktardır. Mesela aynı örneği 10 kuruş verirsek tık başı her 1 liralık reklam gideri ile 1 ürün satmış olacaksınız.
Yukarıdaki örneğe bakarak bgbm yani bin gösterim başı birim maliyeti de aynı mantığa benzer şekilde planlanır.
https://support.google.com/adwords/answer/2630842
Linkteki yazıda gördüğünüz üzere bin gösterim başı sabit bir ücret belirleniyor.
Şimdi reklam verenlerin nasıl çalıştığını az çok biliyoruz. Gelelim gördüğüm yanlışlara.
Rekabet Düşük Niche Seçimi
Bu tekniği biz web sitelerinde kullanırız. Sebebi ise bu kelimelere göre içerik dağılımı azdır ve sitemizi yukarı çıkarmak için basit ama getirisi yüksek kelimelerdir. Youtube’de ise her video izlenir ve böyle bi seçim yapmamıza gerek yoktur. Şimdi biraz detaylı inceleyelim.
Rekabet Düşük Niche Seçimi tamamen yanlış diyemesek te performans’ı fazla yükseltmeyen bir seçim. Sebebi ise rekabeti düşük bir alanda reklam veren ağırlığı yoktur. Yani çok az sayıda işlem gören gösterim vardır ve bunların çoğu kullanıcı ilgi alanına dayalı gösterimlerle işgal edilir. Bunu biraz daha iyi anlayabilmemiz için 2 kelime seçtim birinin rekabeti yüksek diğerinin düşük.
car donation : rekabet yüksek
most expensive car : rekabet düşük
Şimdi bu 2 kelime içinde niche diyebiliriz. Yani getirileri iyi olan kelimeler. Şimdi bide bu kelimelere google gözüyle bakalım.
car donation yüksek rekabetli kelimemizi google’de arıyoruz.
most expensive car düşük rekabetli kelimemizi google’de arıyoruz.
Gördüğünüz gibi rekabet yüksek olan kelimemizde reklam veren sayısı oldukça fazla ve aktif reklam oranıda yüksek. Şimdi buradan çıkaracağımız sonuç şudur;
Eğer böyle bir keyword kullanırsanız muhtemelen reklam çıkma olasılığı diğer keyworde göre daha fazla. Ayrıca rekabetin yüksek olduğu kelimelerde TBM’ler açık arttırma gibi sürekli artış gösterebilir. Çünkü getirisi yüksek bir alan olduğu için reklam verenler sürekli üste çıkmak isteyecektir. Bu sebepten dolayı reklam gelirleri artabilir.
Youtube Üzerinde niche etkisi yaratmak
Arkadaşlar Her ne kadar niche çalışsanızda website mantığında bir niche etkisi göremezsiniz. Çünkü youtube de ziyaretçi sizin niche kelimenizden çok farklı aramalar ile gelir. Haliyle kullanıcı sizin videonuza gelene kadar yaptığı aramalar üzerinden kullanıcı etkilişimli bir reklam çıkma olasılığı çok yüksektir. Sizden önce kullanıcı internette hosting firmaları hakkında arama yaptıysa ve videonuzdaki niche ağırlığı tam anlamıyla reklam performansı sağlamıyorsa %90 hosting reklamı çıkacaktır. Biz bunu kategori bazlı negatif ilişki diye ayırıyoruz. Youtube üzerinden çalıştığınız alan niche yaptığınız alanla ne kadar yakın olursa reklam performansı da o kadar artış gösterir.
Kelime seçimindeki orantısızlık ve gelir arttırmayan faktörler
İş sadece yüksek rekabetli keyword seçmekle bitmiyor. Bu işin birde insan mantığına dayanan bir yönü var. Kısaca size birkaç örnekle anlatmaya çalışacağım. İlk önce niche yazısında ilk verdiğim link kısmında reklam verenlerin nasıl bir seçilim yaptığını söylemiştik. İşte aynı yolu izleyerek mantıklı hareket edeceğiz.
Örnek:
Diyelim bir saat firmasının saatini satıyorsunuz ve en ucuz saat 10.000 lira. Bu saati satsanız sizin kazancınız 2 bin lira diyelim. Yani 1 saat satıp 2 bin lira kazanacaksınız. Bu kelimede haliyle rekabet yüksek ve rakibinz çok çünkü kazançta yüksek. Siz direk burada teklif olarak tık başı 2 lira diyorsunuz diyelim. Yani 1000 kişi siteyi ziyaret etse %1 kişiye saat satsanız kazancınız 20 bin lira reklam gideriniz 2 bin lira. Ayrıca rekabette yüksek dedik üstede çıkmanız lazım daha da fiyatı arttırıyorsunuz.
Şimdi bu örnekte reklam veren reklam planını kar ve kazanç orantısına göre ayarlamış. Siz niche seçerken bir saat modelinin nichesini buldunuz ve saatin satış fiyatı çok yüksek ve reklamları çok çıkıyor. Burda direk örnekteki gibi reklam veren mantığı ile düşünüp o niche kelimenin değerli olduğunu anlayabilirsiniz. Çünkü sektördeki kazanç çok yüksek haliyle reklam maliyeti de diğer reklamlara göre yüksek olacak.
Metin 10000 karakter sınırı olduğu için bu postu burada bitiriyorum gözüme çarpan diğer konular hakkında da bir v2 yazısı yayınlayabilirim. Balık vermeyi değil tutmayı öğretmeyi tercih ederim. Umarım herkese faydalı olmuştur. herkese iyi günler, bol kazançlar.