- Katılım
- 17 Ağustos 2013
- Mesajlar
- 134
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Yaş
- 35
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun
-
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için lütfen foruma kayıt olun veya giriş yapın. Üyelik tamamen ücretsizdir ve sadece birkaç dakikanızı alır.
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun
- Kullanıcı Sessizvesakin
- Başlangıç tarihi
- - Kutlamalar-Tebrikler
Tüm halkımızın 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu olsun, gerçi biz 29'unda kutladık sokaklarda ama olsun.
Serk@nYT
Yasaklanmış
30 agustos Zafer bayrami Kutlu olsun dostlar.Bu zaferde Sehit olan,Bu zaferde Emegi gecen Butun Sehitlere Gazilerimize analarimiza atalarimiza babalarimiza sonuz Minnettariz.Ruhlari Saad Olsun,Mekanlari Cennet Olsun.
- Katılım
- 18 Şubat 2013
- Mesajlar
- 233
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Yaş
- 35
Allah razı olsun o günlerde dimdik ayakta duran atamızdan.
- Katılım
- 19 Şubat 2013
- Mesajlar
- 306
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Yaş
- 38
Kendi memleketi Reyhan'lıda patlama olduğunda lunaparkta poz verip, eğlence merkezi açılışına gidip...Sokaklarında insanlar ölürken gecesinde düğünlere gidipte, yıllardır Irak'ta katliam yapan Amerikan askerleri için "sağ salim evlerine dönmeleri için duacıyız" diyenlerin Mısır'da olan katliamı bahane ederek bize 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı 29'unda sokaklarda kutlamak zorunda bırakanlar utansın. Ne diyelim.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün gazi ve şehit atalarımızın ruhları şad olsun, yattıkları yerler nur olsun. Kürdü, Türkü, Çerkezi, Lazı, Abhazası, Alevisi, Sunnisi hepsi bir.. hepsinden Allah razı olsun.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nız kutlu olsun.
- Katılım
- 5 Mayıs 2013
- Mesajlar
- 2.671
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Yaş
- 34
Bizim bu günleri görmemizde büyük pay sahibi olan Mustafa Kemal Atatürk ve hem o dönemde hem de bu vatanı korumak için terör belası yüzünden şehit olan tüm askerlerimizin tüm canlarımızın ruhları şad olsun
Aslında ağlanacak halimize gülen bir millet olup çıktık artık!
30 Ağustos Zafer Bayramı...
Ay yıldızlı bayrağın altında İstiklal Marşımızı söyleyebilmemizi borçlu olduğumuz kişileri hatırlamamız gereken nadide bir gün...
Fakat ne yazıkki son yıllarda bu gibi Cumhuriyetimizin anıldığı, Atatürk'ün ve geride bıraktığı miraslarının daha iyi anlaşılabildiği günler hakettiği değeri bulamıyor...
Ne diyiyim, kimseye bahane bulmamak gerek böyle olmasına neden olan yine bizleriz...
Kendi düşen ağlamaz!
30 Ağustos Zafer Bayramı...
Ay yıldızlı bayrağın altında İstiklal Marşımızı söyleyebilmemizi borçlu olduğumuz kişileri hatırlamamız gereken nadide bir gün...
Fakat ne yazıkki son yıllarda bu gibi Cumhuriyetimizin anıldığı, Atatürk'ün ve geride bıraktığı miraslarının daha iyi anlaşılabildiği günler hakettiği değeri bulamıyor...
Ne diyiyim, kimseye bahane bulmamak gerek böyle olmasına neden olan yine bizleriz...
Kendi düşen ağlamaz!
KaYZeRSoZe
Platin Üye
- Katılım
- 11 Haziran 2013
- Mesajlar
- 1.722
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Konum
- ./Root
- Web sitesi
- www.ytpara.com
Allah yüce türk milletini güçlü kılsın ve korusun.
Allah Başımızdan bayrağımızı Ayaklarımızın altından Vatanımızı Kalplerimizden İslamı brbirimize olan sevgi - saygımızı eksik etmesin..
Nice canlara nice yiğitlere mal olan Bu ülkemizi bizlere emanet eden atalarımıza bizi utandırmasın..
Bayramımız Mübarek Olsun. Allah Razı olsun ATAM ve SİLAH ARKADAŞLARI!!
Nice canlara nice yiğitlere mal olan Bu ülkemizi bizlere emanet eden atalarımıza bizi utandırmasın..
Bayramımız Mübarek Olsun. Allah Razı olsun ATAM ve SİLAH ARKADAŞLARI!!
- Katılım
- 17 Nisan 2013
- Mesajlar
- 1.828
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
Şu Boğaz harbi nedir?Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde gösterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dedirir yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,
Ostralyayla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ
Hani, tâûna da züldür bu rezîl istîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefîl,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz
Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.
Sonra melundaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor amâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir:Savrulur enkaaz-ı beşer
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdîlere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kala mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü tesîs-i İlâhî o metîn istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun-i beşer;
Bu göğüslerse Hudânın ebedî serhaddi;
O benim sun-i bedîim, onu çiğnetme dedi.
Âsımın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîdi
Bedrin arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni târîhe desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
Bu, taşındır diyerek Kâbeyi diksem başına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâyı uzatsam oradan;
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîni,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, asâra gömülsen taşacaksın Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde gösterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dedirir yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,
Ostralyayla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ
Hani, tâûna da züldür bu rezîl istîlâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefîl,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz
Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.
Sonra melundaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor amâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir:Savrulur enkaaz-ı beşer
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdîlere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kala mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü tesîs-i İlâhî o metîn istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun-i beşer;
Bu göğüslerse Hudânın ebedî serhaddi;
O benim sun-i bedîim, onu çiğnetme dedi.
Âsımın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîdi
Bedrin arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni târîhe desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
Bu, taşındır diyerek Kâbeyi diksem başına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâyı uzatsam oradan;
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîni,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, asâra gömülsen taşacaksın Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber
Zafer Bayramınız kutlu olsun,Allah cc bizi İman ,Vatan ,Bayrak ,için savaşan şehit olan gazi olan atalarımıza layık millet eylesin.Ruhları Şaat Mekanları Cennet Olsun.
- Katılım
- 16 Şubat 2013
- Mesajlar
- 318
- Tepkime puanı
- 0
- Puan
- 0
- Yaş
- 49
Bu güzel vatanı, kanları canları pahasına savaşarak bizlere armağan eden şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Rabbim mekanlarını cennet eylesin. Bayramımız kutlu olsun.