Kur'anın Allah'ın Kelamı Oluşu Mevzusunu Ele Almadan Öncelikle Peygamber Efendimiz'in Peygamberliğinin Bazı Delillerini Sıralayalım
Dipnot:
Deliller öncelikle gayet özet bir şekilde yazılıp, daha sonra ihtiyaç halinde ayrıntılandırılıcaktır.
Hz.Muhammed'in(s.a.v) Peygamberliğinin Bazı Delilleri
a) Geçmiş İlahî Kitaplarda Geleceğinin Müjdelenmesi
b) Üstün ve Eşsiz Ahlakı
c) İnsanlık Tarihinde Gerçekleştirdiği İnkılaplar
d) Mazî ve İstikballe Alâkalı Verdiği Haberler
e) Göstermiş Olduğu Mucizeler
Şimdi yazdığımız bu maddelerin sonuncusuna değinelim: (Diğer maddelerin ayrıntısını başka bir konuya havale ediyorum)
e) Göstermiş Olduğu Mucizeler
- Miraç Mucizesi (Cenneti,Cehennemi, ... görmesi)
- Parmağıyla ayı yarması
- Gelecekle ilgili verdiği bilgilerin hep doğru çıkması
- Yiyeceklerin ve içeceklerin çoğalıp bereketlenmesiyle alakalı mucizeleri
- Sularla ilgili mucizeleri
- Ağaçlarla alakalı mucizeleri
- Dağ, taş ve cansız bazı varlıklarla alakalı mucizeleri
- Hastaların ve yaralıların şifa bulması mucizeleri
- Hz.Muhammed'in (sav) duasıyla gerçekleşen mucizeler
- Hayvanlarla alakalı mucizeleri
- Diriltilen cenazelerle alakalı mucizeleri
- Melekler ve cinlerle alakalı mucizeleri
- Düşmanlardan korunma mucizesi
- Doğumundan evvel olağanüstü haller mucizesi
- Peygamberlik vazifesinden evvel meydana gelen hadiseler
Şimdi bunları kategorilendirdikten sonra gelecekle alakalı verdiği haberlerin bazısını aktarmak istiyorum.Bu arada gördüğünüz gibi aslında her biri bir kitap olacak maddenin hepsine değinemiyorum.İhtiyaç halinde onlara da değinilecektir:
Gelecekle ilgili verdiği bilgilerin hep doğru çıkması
1) Sahabelerine demiş: Şu benim oğlum Hasan, seyyiddir. Allah onun vasıtasıyla Müslümanların iki büyük ordusunu barıştıracaktır.[1] Bu rivayetten tam kırk sene sonra Hazreti Hasan (r.a)ın kumandası altındaki İslam ordusu, Hazret-i Muaviye (r.a)ın ordusu ile karşı karşıya geldiğinde Hazret-i Hasan (r.a) hakkından fedakârlık ederek Müslüman kanı dökülmesini engellemiş ve dedesinin (a.s.m) bu mucizevî haberini tasdik etmiştir.
2) Hazret-i Ali (ra)ye demiş: Sen, biatını bozan, hak ve adaletten sapan ve dinden çıkan kimselerle savaşacaksın.[2] Cemel ve Sıffin vakıalarını ve Haricilerin ortaya çıkacaklarını mucizane haber vermiştir.
3) Hazreti Ali (ra) ile Hazreti Zübeyir birbirine karşı ziyade muhabbetli olduklları bir zamanda, Hazreti Ali (ra)ye demiş ki: Bu sana karşı savaşacak. Fakat haksızdır.[3] Hazreti Zübeyir Cemel Vakıasında Hazreti Ali (ra)ye karşı çıkarak Efendimizin (asm) mucizevi haberini tasdik etmiştir. Bu savaşta Hazreti Ali (ra) yukarıdaki rivayeti Hazreti Zübeyire hatırlatınca savaşmaktan hemen vazgeçerek gitmek istemiş, fakat bir hain tarafından şehit edilmiştir.[4]
4) Hazreti Ali (ra)ye demiş ki:Senin sakalını senin başının kanıyla ıslattıracak bir adam diyerek Abdurrahman ibni Mülcemül-Hâricî'yi haber vermiş.[8] Haber verdiği gibi bu şahıs tarafından namaza giderken haince şehit edilmiştir.
5) Efendimiz (asm) Haricilerin çıkacağını haber verdiği rivayetlerinden birisinde Bu kötü kavmin alameti şudur: İçlerinde bir adam bulunacak. O adamın pazusu olup kolu bulunmayacak. Pazusunun ucunda meme ucu gibi bir çıkıntı bulunacak. Üzerinde beyaz kıllar bulunacak.[9] demiş. Haricilerle yapılan savaştan sonra öldürülen hariciler içinde aynen tarif edilen özellikte Züssedye isimli bir şahıs bulunarak Efendimizin (asm) mucizane verdiği haber tasdik edilmiştir.
6) Ümmü Seleme (ra) validemize bildirmiştir ki: Hazreti Hüseyin, Taff, yani Kerbelâda katledilecektir.[10] Tam elli sene sonra dediği gibi çıkmış ve Hazreti Hüseyin (ra) Kerbelada şehit edilmiştir.
7) Pek çok tekrar ile Benim Âl-i Beytim, benden sonra katle, belâya ve sürgünlere maruz kalacaklar.[11] diyerek; hem Hazreti Osman (ra)ın zamanında meydana gelecek hadiseleri, hem Hazreti Ali (ra)nin hem de Hazreti Hasan (ra) ve Hüseyin (ra)ın başına gelecek haberleri mucizane haber vermiştir.
8) Azgın bir taifenin Ammar bin Yasiri (ra) şehit edeceğini haber vermiştir.[12]Hakikaten Sıffin savaşında bazı azılı insanlar Hazreti Ammarı hunharca şehit ettiler. Hazreti Ali (ra) Emevilerin liderlerine haksızlıklarını ispat için yukarıdaki rivayeti onlara hatırlattı, Amr bin As ise siyasi dehasıyla azgın taifenin sadece onu öldürenlerin olduğunu, kendilerinin olmadığını söyleyerek tevil etmiştir
9) Hazreti Ömerin (ra) aralarında olduğu sürece, Müslümanlar arasında fitnelerin olmayacağını söylemiştir.[13] Hakikaten Hazreti Ömer (ra) şehit edilinceye kadar hiçbir fitne baş göstermemiş, vefatının hemen ardından Hazreti Osman (ra)ın halifeliği döneminde fitneler ortaya çıkmaya başlamıştır.
10) Osman Kuran okurken şehid edilecek.[16]Muhakkak ki Cenâb-ı Hak Osmana halife gömleğini giydirecektir; fakat onlar bu gömleği çıkartmak isteyecekler.[17] diyerek Hazreti Osman (ra)ın halifeliğini ve şehid edileceğini haber vermiş ve aynen haber verdiği gibi meydana gelmiştir.
11) Hilâfet benden sonra otuz sene sürecek, ondan sonra da saltanat şeklini alacaktır.[14]Bu iş nübüvvet ve rahmetle başladı, sonra rahmet ve hilâfet halini alacak, sonra ısırıcı saltanat şekline girecek, sonra da ceberût ve fesâd-ı ümmet azgınlık meydan alacak.[15] ifadeleriyle, hem dört halifenin ve Hazreti Hasan (ra)ın altı aylık halifeliğinin de eklenmesiyle otuz senelik hilafet sürelerini, hem de sonrasında Emevilerle başlayan saltanatı ve sonrasında ümmetinin bazı musibetlere maruz kalacağını haber vermiş. Aynen haber verdiği gibi vücuda gelmiştir.
12) Mübarek eşlerine hitaben demiş: İçinizden birisi, mühim bir fitnenin başına geçecek ve etrafında çoklar katledilecek.[5] Ona Haveb köpekleri havlayacak.[6] Hazreti Ayşe (r.anha), Hazreti Ali (ra)nin halife seçilmesinden sonra ondan, Hazreti Osman (ra)ın katillerini bulup cezalandırmasını istiyordu. Hazreti Ali (ra) ise henüz suçlunun tam olarak belli olmadığını öne sürerek bu taleplerini erteliyordu. Bunun üzerine Hazreti Ayşe (r.anha)nin başında bulunduğu ve Hazreti Zübeyir ve Hazreti Talha gibi cennetle müjdelenen iki sahabenin de içerisinde olduğu bir ordu ile Hazreti Ali (ra)ye karşı savaşmaya karar verdiler. Ordu Haveb denen mevkiden geçince Hazreti Ayşe (r.anha) validemiz bulundukları yerin neresi olduğunu sormuştu. Ona önce Haveb diyerek doğrusunu söylemişlerdi. Hazreti Ayşe (r.anha) validemiz, Efendimizin (asm) mucizane söylediği yukarıdaki ifadelerini hatırladığı anda vazgeçmek istemiş, ancak sonrasında yine aldatılarak yerin ismi farklı söylenmiş ve savaş meydanına götürülmüştür. Maalesef bu savaşta on binlerce Müslümanın kanı dökülmüştür.[7]
13) Osman Kuran okurken şehid edilecek.[16]Muhakkak ki Cenâb-ı Hak Osmana halife gömleğini giydirecektir; fakat onlar bu gömleği çıkartmak isteyecekler.[17] diyerek Hazreti Osman (ra)ın halifeliğini ve şehid edileceğini haber vermiş ve aynen haber verdiği gibi meydana gelmiştir.
14) Ashabına Mekkenin[20], Hayberin[21], Şamın[22], Irakın[23], İranın[24], Kudüsün[25], İstanbulun[26] fetihlerini haber vermiştir, verdiği gibi aynen vücuda gelmiştir. Hem defalarca ümmetinin yardıma ve zafere nail olacağını ifade etmiştir. Hem o zamanın en büyük devletlerinden olan İran ve Rum padişahlarının ganimetlerine sahip olacaklarını haber vermiştir.[27] Dediği gibi aynen vukua gelmiştir. Hem Tahminim böyle veya Zannederim dememiş; aksine, görür gibi kesin haber vermiştir ve haber verdiği gibi çıkmıştır. Hâlbuki haber verdiği zaman, hicrete mecbur olup kendi yurdundan çıkartılmış, Sahabeleri az, Medine etrafı ve bütün dünya Onun (asm) düşmanıydı.
15) Benden sonra Ebû Bekir ve Ömerin yolu üzere gidin.[28] diyerek vefatından sonra sırasıyla Hazreti Ebu Bekir (ra) ve Hazreti Ömer (ra)in halife olacaklarını haber vermiş, haber verdiği gibi meydana gelmiştir.
16) Bedir savaşından evvel Kureyş müşriklerinin Bedirde ölecekleri yerleri göstererek Burası Ebû Cehilin katledileceği yer, burası Utbenin katledileceği yer, burası Ümeyyenin katledileceği yer ve burası da falan ve falanın katledileceği yerlerdir. demiştir. Aynen dediği yerlerde dediği şahısların cesetleri bulunmuştur.[30] Yine Bedirden evvel kendi eliyle Übeyy ibni Halefi öldüreceğini söylemiştir.[31] Bedirde canını kurtaran Übeyy, Uhud savaşının sonunda Efendimizin (asm) attığı bir mızrakla yaralanmış, Mekkeye giderken yolda ölmüştür.[32]
17) Mute Savaşına katılamamıştı. Ancak savaş esnasında meydana gelen hadiseleri bir televizyon ekranından görür gibi yanında bulunanlara haber vermişti. Sancağı Zeyd aldı ve vuruldu. Sonra Câfer aldı, o da vuruldu. Sonra İbni Revâha aldı, o da vuruldu. Ve sonra onu, Allahın kılıçlarından bir kılıç eline aldı...[33] diyerek, sırasıyla tayin ettiği tüm kumandanların şehit olup en sonunda Halid bin Velidin orduyu harika idare etmesini haber vermişti. Savaştan birkaç hafta sonra Yale ibni Münebbih Muteden döndüğünde, Efendimizin (asm) savaşla ilgili tüm detayları ona anlattığında Yale kasemle aynen dediği gibi savaşın cereyan ettiğini ifade etti.[34]
Bunlar söylediği sözlerden belki binde biridir.Benim hadis kitaplarında ve değişik kitaplarda okuduğum aslında daha yüzlerce böyle haberi var Hz.Muhammed'in (s.a.v)
Şimdi soruyorum hiç mümkün müdür ki bir insan çıkıp desin ki "Yarın şöyle şöyle olucak".Biz daha bir saat sonrasını kestiremezken, Hz.Muhammed s.a.v Allahın bildirmesiyle 30 yıl sonrasını hatta ve hatta ahir zamanda neler olacağını bile sinema ekranından görür gibi görmüş ve bizlere aktarmıştır.Normal bir insan bunları yapamayacağına göre demek ki Hz.Muhammed Allah tarafından gönderilmiş hak bir elçidir.Hayatında bir defa dahi yalanına şahit olunmamış bir insanın 40 yaşından (peygamberlik vazifesi geliyor) sonra yalan söylemesi düşünülemez.Öyleyse Hz.Muhammed s.av Kuran Allah katındadır diyorsa bunu kati inanılmalıdır.ve dolayısıyla Kur'anın bu ayeti bizim bu konudaki ser levhamız olması gerekir:
Hiç şüphe yok ki o zikri, Kurânı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biziz.(Hicr,15/9)
Hadis Kaynakları :
[1]Buharî, Fiten: 20; Sulh: 9; Fedâilu Ashâbin-Nebî: 22; Menâkıb: 25; Dârîmî, Sünnet: 12; Tirmizî, Menâkıb: 25; Nesâî, Cuma: 27; Müsned, 5:38, 44, 49, 51.
[2]el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:139, 140; el-Heysemî, Mecmeuz-Zevâid, 7:138; Beyhakî, Delâilün-Nübüvve: 6:414.
[3]İbni Kesîr, el-Bidâye ven-Nihâye, 6:213; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:366, 367; Ali (ra) el-Kari, Şerhüş-Şifâ, 1:686, 687.
[4]Taberî, 5-199-200, 219; Müstedrek, 3:366; El-Kâmil Tercümesi, 3:346, 251; Üsdül-Gabe, 2:199.
[5]el-Askalânî, Fethül-Bârî, 13:45.
[6]Müsned, 6:52, 97; İbni Hibban, Sahih, 8:258, no: 6697; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:120.
[7]El-Kâmil Tercümesi, 3:260.
[8]el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:113; Müsned, 1:102, 103, 148, 156.
[9]Buharî, Menâkıb: 25; Edeb: 95; İstitâbe: 7; Müslim, Zekât: 148, 156, 157; Ebû Dâvud, Sünnet: 28; Müsned, 3:56, 65.
[10]el-Heysemî, Mecmeuz-Zevâid, 9:188;Müsned, 6:294.
[11]İbni Mâce, Fiten: 34.
[12]Buharî, Salât, 63; Müslim, Fiten: 70, 72, 73; Tirmizî, Menâkıb: 34; Müsned, 2:161, 164, 206, 3:5, 22, 28, 91, 4:197, 199, 5:215, 306, 307, 6:289, 300, 311, 315; Kettânî, Nazmül-Mütenâsir, 126; İbni Hibban, Sahih, 8:260; el-Hâkim, el-Müstedrek, 2:155, 3:191, 397; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:339; es-Sââtî, el-Fethür-Rabbânî, 23:142.
[13]Buharî, Mevâkît, 4; Menâkıb: 25, Fiten: 22; Müslim, Îmân: 231, Fiten: 27; İbni Mâce, Fiten: 9; Müs ned, 5:401, 405.
[14]Müsned, 5:220, 221.
[15]Kadî Iyâz, eş-Şifâ, 1:340; Müsned, 4:273.
[16]el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:103.
[17]bk. el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:100.
[18]el-Heysemî, Mecmeuz-Zevâid, 6:244; Müsned, 3:31, 33, 82; İbni Hibban, Sahih, 9:46, no. 6898.
[19]Bu aynı zaman da Peygamberimizin (asm) bir başka mucizesidir. Çünkü kendisinden sonra halifeliğin otuz sene süreceğini ve ardından bir nevi sultanlık sistemine geçileceğini aynen haber vermiştir. (Tirmizi, Fiten 48) Aynen dediği gibi vukua gelmiştir.
[20]Ali el-Kari, Şerhuş-Şifâ 1:678, 679.
[21]Ali el-Kari, Şerhuş-Şifâ, 1:679.
[22]Vakidi, Megazi, 2:450.
[23]Ali el-Kari, Şerhuş-Şifâ, 1:678.
[24]Ahmed b. Hanbel, 4:303.
[25]Ali el-Kari, Şerhuş-Şifâ, 1:678, 679.
[26]Ahmed bin Hanbel, IV, 335; Buhârî, et-Tarihu'l-Kebîr, I (ikinci kısım), 81; et-Târihu's-Sagîr, I, 341; Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr, II, 24; Hâkim, Müstedrek IV, 422; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, VI, 219
[27]Buharî, Cihad: 157, Menâkıb:25, İman: 3; Müslim, Fiten: 75, 76; Tirmizî, Fiten: 41.
[28]Tirmizî, Menâkıb: 16, 37; İbni Mâce, Mukaddime: 11; Müsned, 5:382, 385, 399, 402.
[29]Müslim, Fiten: 19, 20; Ebû Dâvud, Fiten: 1; Tirmizî, Fiten: 14; İbni Mâce, Fiten: 9; Müsned, 4:123, 278, 284.
[30]Müslim, Cihad: 83, Cennet: 76; Ebû Dâvud, Cihad: 115; Nesâi, Cenâiz: 117; Müsned, 1:26, 3:219, 258.
[31]El-Hâkim, el-Müstedrek, 2:327.
[32]Sire, 3:89.
[33]Buharî, Mağâzî: 44; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:298.
[34]el-Hafacî, Şerhuş-Şifâ, 3:210; İbnül-Kayyım el-Cevzî, Zâdül-Meâd (tahkik: Arnavûd), 3:385.
[MENTION=1931]Mercurial[/MENTION] [MENTION=110]Cagdaser[/MENTION]