Ben de gittim dersanelerine, üniversiteyi kazandıktan sonra bunlar rehberlik ayağına bize yurt ayarladılar güya, ama kendi yurtlarıymış, cömaatçilerin yurdu. Eee ilk kez başka bir şehire gidiyorsun okumaya. Nerde kalacaksın ne yapacaksın. Tabi bunlar da o zamanlar öcü değildi, hatta ciciydi. E kaldık bizde. Neyseki hazırlık sınıfını yarım dönemde muafiyet sınavını verdik yurtta yarım dönem kaldık. Dersanede etüt aralarında, yurtta da aynı şekilde herkes hurraa namaza giderdi. Ne oluyoruz falan olurdum. Tabi ki Allah kabul etsin de herkes sanki eğitim için değil de ibadet için orada bulunmaya sözleşmiş gibi olunca kendimi bi garip hissederdim.
Sonra ki dönem ise bir kaç arkadaş evde kalmayı teklif etti. Nedir nasıldır dediğimde, aynı usül sadece yurtta değil evde kalıcaz dediler. İyi madem dedim evlerine çıktım. Namı diğer nur evleri.
Ama iş öyle değilmiş, aynı usül değil. Haftada bir kaç gün karga *okunu yemeden bıcırık çocuklar gelirdi ders çalışmaya. Allah zihin açıklıgı versin de benim uykumdan ne istiyorsunuz?

Ev abisi vardı, onların bağlı olduğu bölge abileri vardı. Hiç unutmam bir gün bölge abisi gelmiş beni odaya çekti, eve geç gelirdim, sigara içerdim vs hiç onlara benzemiyordum haliyle. Çocuklara ders anlatmayı desen zaten hak getire. Bölge abisi de bana fırça atıp hizaya getirecek aklı sıra, damarıma basmaya görsün ben ona postayı koydum hiçbir şey de diyemedi.
Gel zaman git zaman beni abi yapacaklardı en son. Abi olunca bir kaç tane küçük öğrenciniz oluyor ders anlatıyorsunuz. Tabi ders biraz da bahane, ufacık çocuklara dini bilgiler aşılıyorlardı. Din de şart ama bunun yapılış şekli bana uymadı. 14 sene evvel o abi olmayı kabul etseydim belki Allah korusun şimdi darbeci olmaya kadar varmıştım. Çünkü bir süre sonra benliğinizi kaybediyorsunuz, beyninizi dolduruyorlar. Kaçtım ben tabi. Tek başıma eve çıktım mis gibi.
Bu arada dersaneye gittiniz diye tabi ki birşey olmaz. Olsa bana olurdu, onu da pek sanmıyorum
ama bak bu çok güzeldi işte

O yıllardan aklımda kalan en iyi şey